Post by Admin on Jun 25, 2013 18:57:52 GMT 2
Neden yoksul mahallelerdeyiz?
Bugün üniversite ile toplum arasındaki mesafenin giderek açıldığının hepimiz farkındayız. AKP'nin üniversitelerde uyguladığı piyasacı ve gerici dönüşüm, hem üniversitenin yapısında hem de üniversitelilerin taşıdıkları aydın kimlik üzerinde ciddi tahribatlara yol açıyor. Üniversitelerin ticari kurumlar haline getirilme süreciyle üniversiteler, parası olanların üniversite eğitiminden yararlanabildiği aynı zamanda patronların yararına bilim üreten kurumlar haline dönüştü. Ancak bedelini ödeyerek eğitim hakkından faydalanabilen üniversite öğrencilerine ise bireyci, rekabetçi eğitim programları dayatılıyor.
İşte ''Okumuş İnsan Halkın Yanındadır'' kampanyası yaz aylarında bile olsa bu seçeneksizliği ortadan kaldıran, aydın kimliğini yeniden yeşerten, acil çıkış kapısına dönüşebilir tüm üniversite için. Yaşamı boyunca edindiği tüm sosyal, kültürel, bilimsel bilgi birikimini yoksularla paylaşmak, onların yararına kullanmak ve onların yaşamından öğrendikleriyle de dünyaya başka bir şekilde bakmak üniversite için düşünce sınırlarımızın çok daha üzerinde bir değişimin önünü açabilir. Aynı zamanda üniversitelerimizde parasız eğitim mücadelesi veren bizlerin eğitimin parasızda verilebileceğini göstermesi, üniversitenin ve bilimin yoksul halkın yararına ve yanında olmasını göstermesi açısından da önemli bir yerde durmaktadır.
Gericiliğe ve 4+4+4 karanlığına karşı etkin proje
Ülkemizde AKP iktidarıyla birlikte gericilik giderek yaygınlaştırılmaya çalışılıyor. Dindar nesil istediğini söyleyen Tayyip Erdoğan toplum mühendisliğine soyunarak gelecekte nasıl bir nesil istediğini açıkça belirtti. Bu projesinin en somut adımlarından birini ise 4+4+4 ile meclisten geçirerek ilköğretimden itibaren gericiliği yasal güvence altına alan AKP, kız çocuklarını eve hapsederek, dönem arasında çocukları umreye yollayarak, evrime karşı Harun Yahya'nın kitaplarını okutarak gündelik yaşamı ve geleceği teslim almaya çalışmaktadır. Gericilik, doğası gereği taşıdığı ilerici konumu nedeniyle üniversiteyi tehlike olarak kabul ediyor. AKP'nin üniversiteleri ele geçirme gayretindeki temel gerekçelerden biri kuşkusuz ki budur. Üniversiteliler yaşadıkları mahallelerde de hep gericilerin tacizleriyle karşı karşıyadır. Çünkü üniversitelilerin gündelik doğal yaşamı bile gericiliğin hegemonyasını sarsabilecek niteliktedir.
Okumuş İnsan Halkın Yanındadır kampanyasının içeriği ve farklı bir seçenek olarak varlığı yoksul mahallelerde gericiliğe karşı gerçek somut alternatif örnekler yaratabilecek bir potansiyele sahiptir. Mahallelerde çocuklara verilecek eğitim içeriği geçtiğimiz sene oldukça yoğun bir ilgiyle seyredilmiştir.
Bugün üniversite ile toplum arasındaki mesafenin giderek açıldığının hepimiz farkındayız. AKP'nin üniversitelerde uyguladığı piyasacı ve gerici dönüşüm, hem üniversitenin yapısında hem de üniversitelilerin taşıdıkları aydın kimlik üzerinde ciddi tahribatlara yol açıyor. Üniversitelerin ticari kurumlar haline getirilme süreciyle üniversiteler, parası olanların üniversite eğitiminden yararlanabildiği aynı zamanda patronların yararına bilim üreten kurumlar haline dönüştü. Ancak bedelini ödeyerek eğitim hakkından faydalanabilen üniversite öğrencilerine ise bireyci, rekabetçi eğitim programları dayatılıyor.
İşte ''Okumuş İnsan Halkın Yanındadır'' kampanyası yaz aylarında bile olsa bu seçeneksizliği ortadan kaldıran, aydın kimliğini yeniden yeşerten, acil çıkış kapısına dönüşebilir tüm üniversite için. Yaşamı boyunca edindiği tüm sosyal, kültürel, bilimsel bilgi birikimini yoksularla paylaşmak, onların yararına kullanmak ve onların yaşamından öğrendikleriyle de dünyaya başka bir şekilde bakmak üniversite için düşünce sınırlarımızın çok daha üzerinde bir değişimin önünü açabilir. Aynı zamanda üniversitelerimizde parasız eğitim mücadelesi veren bizlerin eğitimin parasızda verilebileceğini göstermesi, üniversitenin ve bilimin yoksul halkın yararına ve yanında olmasını göstermesi açısından da önemli bir yerde durmaktadır.
Gericiliğe ve 4+4+4 karanlığına karşı etkin proje
Ülkemizde AKP iktidarıyla birlikte gericilik giderek yaygınlaştırılmaya çalışılıyor. Dindar nesil istediğini söyleyen Tayyip Erdoğan toplum mühendisliğine soyunarak gelecekte nasıl bir nesil istediğini açıkça belirtti. Bu projesinin en somut adımlarından birini ise 4+4+4 ile meclisten geçirerek ilköğretimden itibaren gericiliği yasal güvence altına alan AKP, kız çocuklarını eve hapsederek, dönem arasında çocukları umreye yollayarak, evrime karşı Harun Yahya'nın kitaplarını okutarak gündelik yaşamı ve geleceği teslim almaya çalışmaktadır. Gericilik, doğası gereği taşıdığı ilerici konumu nedeniyle üniversiteyi tehlike olarak kabul ediyor. AKP'nin üniversiteleri ele geçirme gayretindeki temel gerekçelerden biri kuşkusuz ki budur. Üniversiteliler yaşadıkları mahallelerde de hep gericilerin tacizleriyle karşı karşıyadır. Çünkü üniversitelilerin gündelik doğal yaşamı bile gericiliğin hegemonyasını sarsabilecek niteliktedir.
Okumuş İnsan Halkın Yanındadır kampanyasının içeriği ve farklı bir seçenek olarak varlığı yoksul mahallelerde gericiliğe karşı gerçek somut alternatif örnekler yaratabilecek bir potansiyele sahiptir. Mahallelerde çocuklara verilecek eğitim içeriği geçtiğimiz sene oldukça yoğun bir ilgiyle seyredilmiştir.
Kolektifler.net