Son 20-25 günde bütün bu yaşadıklarımızın üzerine Başbakan’ın Türk Tabipleri Birliği'ni de hedef gösteren açıklamaları artık bizi hiç üzmüyor. Yine Başbakan’ın kürtaj, sezaryen üzerinden gerçeklikten kopuk, hekimleri hedef gösteren açıklamalarını da normal karşılıyoruz. Öfkesini, şaşkınlığını anlıyoruz. Tek endişemiz hep birlikte üzerine titrediğimiz bu topraklardaki aydınlık, barış içerisinde, özgür, eşit geleceğimizi geciktirebilecek olmasıdır.
Bir kez daha ilan ediyoruz: Türk Tabipleri Birliği olarak hem hekimlerin hem de bu süreçte yer alanların her daim arkalarında/önlerinde/yanlarında/içlerinde yer alacağız.
Ve ekliyoruz: Başbakan kusura bakmasın; Türkiye’de hekimler hiçbir zaman “benim polisim” dediği gibi “Başbakan’ın hekimi” olmayı kabul etmeyeceklerdir. Her zaman evrensel insanlık değerlerine bağlı olarak bize gereksinimi olan bütün insanların (Başbakanlar da dahil) ayrımsız yanında bulunacak, Onların hekimi olacaklardır.
Gaz, tazyikli su sıkanların, şiddet uygulayanların Başbakan’ı varsa TTB’nin de dayanışma içerisinde yer alacağı insanlık var.