Post by Admin on Jun 27, 2013 17:28:24 GMT 2
Yaklaşık 150 kişinin katılımıyla gerçekleştirilen Forum notlarıdır.
- Ben çapulcuyum. Aynı zamanda psikolojik danışmanım. Aile terapistiyim. Az önce konuşan arkadaşım forumu bir grup
terapisine benzettiğini söyledi. Ben bugün ilk kez katıldım ve ben de grup terapisine benzettim süreci. Bundan dolayı da
çok mutlu oldum. Hepimizin psikolojisi kötü etkilendi diye düşünüyorum. Şahsen benim kötü etkilendi. Hepimiz bu süreçte
belki de daha önce hiç yaşamadığımız şeyler yaşadık. Örneğin ben daha önce hiç polisle karşı karşıya gelmedim. Toma
görmedim. Birçok şeyi ben bu süreçte öğrendim. Ve bu da hepimizi çok kötü etkiledi. Bu yüzden burada geleceğe yönelik
birşeyler konuşmalıyız, bir çözüm üretmeliyiz, illaki burdan bir fikir çıkmalı diye bir kaygı olmaması gerektiğini
düşünüyorum. İnsanların bu süreçte yaşadığı şeyleri paylaşması da çok önemli. Duyguları paylaşması da çok önemli.
Çünkü burdaki insanlar duygudaşlar. Aynı duyguları paylaşıyorlar ve aynı şeyleri yaşıyorlar.Bu nedenle bu süreçte
bunların paylaşılmasının güzel olduğunu düşünüyorum.
- Ben daha çok boykot ve protesto kısmına odaklanmak istiyorum. Kredikartları ya da AVM ler konusunda insanların kendisini
ne kadar sorguladığını merak ediyorum. İnsanları yargılamak yerine kapitalist düzende biraz daha onun parçası olmamamız
için neler yapılabileceğinin düşünülmesini önemli buluyorum. Protesto kısmıyla da ilgili yürüyüşümüze tabi ki de devam
etmeliyiz. Ama şiddetsiz protesto ve buna benzer daha farklı şeyler düşünmeliyiz belki de. Duran Adam buna bir örnekti.
Kendimizi ifade edebilmemiz ve durumdan rahatsızlığımızı göstermemiz için birşeyler yapmalıyız. Bu konuyla ilgili ben
arkadaşların neler düşündüğünü merak ediyorum. En basitinden eğer şiddetsiz bir protesto yapacaksak, içimizden sanat ile
uğraşan, reklam ile uğraşan insanların bunu daha farklı görüp bize daha farklı sunacağı durumlar olabilir. Bir araya
gelerek beraberce yapacağımız birşeylerde olabilir. Bu konuyla da ilgili fikirleri olan varsa paylaşırsanız sevinirim.
Belki bir çözüme ulaşmayacaktır ama sonuç itibariyle karşı koyma adına yapılan önemli bir harekettir.
- Bugüne kadar hep durduk. Şarkı söyledik. Herşeyi denedik. Olmadı hiçbiri olmadı. Bence bu seferde yazmayı deneyelim hep
birlikte. Ama sadece sosyal medyada değil. Yaş grubu yüksek olan insanlara da ulaşmamız gerekiyor.
- Fikirleri bir araya getirmeliyiz. Neyi daha farklı kılabiliriz. Bunları düşünmeliyiz.
- Benim aklıma şu an gelen bir öneri var. Borges'in güzel bir lafı vardır. "Bir meşe palamudu meşe olmak ister." Olay ağaçla
başladı ağaçla devam edebilir. Belki hepimiz kamufle bir şekilde ağaçlara dönüşebiliriz. Parkın içinde sürekli gezebiliriz.
Dans edebiliriz. Bu belki ilginç olabilir. Çoğu insanın beklemediği birşey olabilir.
- Basit birşey söyleyeceğim. Hiçbirşeye gerek yok. Bir protesto mu yapmak istiyoruz. En basiti herkesin evinde televizyon
vardır. Satılmış medyanın hepsini benim de yaptığım gibi1 uydunuzdan silin.
- Yükselen mücadelenin yavaş yavaş düşeceğini biliyorduk. Şöyle bir hisse kapılmayalım. İşte yüzbinler sokaktayken,
göğüs göğüse mücadele ederken bugün azaldık, çatışmalar bitti, bir avuç kaldık diye düşünmeyelim. Zaten bunun da
propagandası yapılıyor. Devlet güçlüdür şeklinde yapılıyor örneğin. Marjinal grupların kışkırtmasıyla, araya girmesiyle
eylemler barışçı olmaktan çıkıyor deniyor. Aslında marjinal dedikleri bu ülkede 50 60 yıldır örgütlenmeye çalışan,
işçilerin, köylülerin, memurların içerisinde örgütlenen mevcut siyasi partiler, sendikalar, odalar, derneklerdir. Bu
insanlar yıllardır mücadele ediyorlar. Cezaevindeki eylemleri hatırlayınız, toprak işgallerini, geçmişteki haşhaş
mitinglerini hatırlayınız. Fabrikalarda direnen işçileri hatırlayınız. Çevreciler, Hopa olayları, Fırtına vadisindeki
köylülerin direnişi. Kadın hareketindeki mücadele. Bu insanlar bu mücadelelerin içinde vardı. Olmayan şuydu. Bu mücadeleler
kitleselleşemiyordu. Yenildik diye düşünmemeliyiz. Yüzbinler sokağa çıktı. Bu mücadele yeni başladı. Kitleler yeni yeni
birbiriyle bağ kurmaya başladı. Birbirimizin dertlerini dinlemeye ve örgütlenmeye başladık. Daha da iyi olacak. Hiçbirimiz
moralimizi bozmayalım. Mevcut iktidarın korktuğu da budur. Yalnızca bu iktidarda değil. Yarın bir başka parti gelir. Aynı
şeyleri yapar. Örneğin cezaevlerindeki ölümler sırasında iktidarda DSP vardı. Ya da Maraş katliamında SHP, Anap gibi
partiler vardı. Mesele şu ya da bu partinin meselesi değil. Mesele, burjuva iktidarlarının halka, işçi sınıfına, köylülere
ezilenlere, yoksullara bakış açısıdır. Olay iki sınıfın karşılıklı mücadelesidir.
- Satılmış medyayı protesto etmek istiyoruz. Turkcell de çalışıyorum. Aklıma geldi. Ay sonunda fazla dakikalarımız kalıyor.
Örneğin NTV yi arayıp bir lahmacun siparişi verebiliriz. Boşa gitmesin dakikalar yani.
- Ben de boykotun önemli olduğunu düşünüyorum. Yandaş medya boykot edilmeli. AVM lere gitmememiz gerektiğini düşünüyorum.
Birde kitap okumaya devam etmeliyiz. Bu parkta arkadaşlarımız Çapulcu kütüphanesi kurmuşlardı. Bizler kitap getirerek
destek olmuştuk. Pek çok kişi bu kütüphaneden yararlanmaya başlamıştı. Çok güzeldi. Ama polis müdahalesiyle bu sona erdi.
Bunu tekrar yapmalıyız. Madem sivil direniş diyoruz. Bunu kitap okuyarak, kitap paylaşarak yapabiliriz.
- Direnişin hala bitmediğini göstermeliyiz. Stickerlar hazırlamalıyız. Bunların içerisinde hiçbir partinin amblemi olmamalı.
Hazırlayacağımız stickerları kamu binalarına,AVM'lere, otobüs duraklarına, sosyal olduğumuz her alana, sokaklarımıza
yapıştırmalıyız. Ayrıca bir başka önerim de şudur. Ve de bir gün, sadece birgün tüm insanların sokaklarda olmasını
sağlayabilmeliyiz. Böyle bir büyük gün oluşturmamız gerekiyor. Son olarak birşey eklemek istiyorum. Dün forum sonunda bir
arkadaşımız elinde poşet izmaritleri topluyordu. Lütfen izmaritlerimizi kalkarken kendimiz alırsak çok iyi olur.
- Ekşi sözlük adlı internet sitesinde bir arkadaşın şöyle bir önerisi vardı. Televizyonda canlı yayınlara bağlanıp,
bu olayları bilgilendirme amaçlı anlatabiliriz. Böylelikle daha fazla insana ulaşabiliriz.
- Biz bu zamana kadar parktaydık. Binlerdik, yüzler kaldık. Pasif direniş sözcüğünü biraz yanlış anladığımızı düşünüyorum.
Pasif direniş duran adam olmak değildir sadece. Ya da susalım hak yerini bulur demek değildir elbette. Bertolt Brecht'in
güzel bir sözü var. "Daha ileri sıçramak isteyen bir iki adım geri atmak zorundadır." Ve biz bu bir iki geri adımı birkaç
haftadır yapıyoruz aslında. Ne zamanki bu parkta binler yerine yüzler, yüzler yerini onlara bırakacak o zaman anlatmak
isteyeceğimiz şeyler ulaşmayacaktır insanlara. Madem ki ulaşacağımız her yön sansürlü, iletişimin sansürlü olmayan en ilkel
yolu mektup yöntemidir. Ben kendi apartmanımdaki bir polis abime yaptım bunu. Kapısının önüne beyaz zarfın içinde bir
mektup bıraktım. 24 daireli bir apartmanımız var. 24 daireye 24 mektup bırakabilirim. Ne söylemek istiyorsak, yapmak
istediğimiz şeyler neyse bunu mektuplarla anlatabiliriz. Belki bu platform bir ortak metin oluşturabilir. Ve 10
arkadaşımız bile bir günde çok fazla apartmana girip bu mektupları dağıtabilir.
- Herkes kendi çevresine mektup yazmalı diye düşünüyorum. Eğer kişiye özel mektup diyorsak en azından mektubu yazdığımız
kişinin ismini bilmemiz gerekiyor. Belki bir metin belirlenebilir ve herkes kendi çevresine ulaştırır. 10 kişi belirlemeye
gerek yok.
- Bu olayların önemi kitlesel olarak sokağa çıkmamızdı. Sokaklarda, meydanlarda boy göstermemizdi. Sokakları kaybetmemeliyiz.
Bir gün belirleyip insanları sokağa çağırabiliriz. Facebook ve Twitter ile bunun duyurusunu yapabiliriz. Ayrıca bu
iletişim kanallarını forumlar içinde kullanmalıyız. İnsanlar forumlardan, konuşulanlardan haberdar olmalı. Sokağa çıkma
alışkanlığımızı kaybetmemeliyiz. Hergün çıkamayız belki. Benim bir sürü aktivist arkadaşım günlerdir çok yoruldukları için
bugün foruma gelemediler.
- Ben farkındalık yaratma ile ilgili birşey söylemek istiyorum. Belki biz son günlerde olan olayları biliyoruz ama bunun
farkında olmayan insanlar var. Mesela internette gördüğüm bir şeyi yapmaya başladım. Bir markete girdiğimde önde duran
yandaş gazeteleri arkalara atıp, olayları anlatan gazeteleri önlere koyuyorum. İnsanlar en azından manşeti görsün ve bu
nedir desinler. Ayrıca bu gazeteler çok pahalı değil. 3-5 tane gazete alıp dolmuşa, taksiye, duraklara, pek çok farklı
yerlere bırakabiliriz.
- Belirlediğimiz bir gün sokağa çıkmalıyız önerisine değinmek istiyorum. Bu Antakya'da yapıldı. Abdullah Cömert arkadaşımız
için Samandağ merkez ilçeden koparılan bir gül yaklaşık 25 km boyunca elden ele taşındı. Büyük bir kalabalık toplanmıştı
bunun için. Bu Antakya'da çok etkili oldu. Bunun gibi etkinlikler burada da yapılabilir.
- Eğer sokağa çıkma fikrini değerlendireceksek, bunu parti flamaları olmadan yapmalıyız. Bu bir anma olacağı için hepimiz
tek bir renk altında toplanabiliriz. Siyah giyinebiliriz örneğin.
- Önerilerin çoğuna katılıyorum. Ama bu önerilerin etkili olabilmesi için yoğun bir katılım şart. Eğer küçük gruplar halinde
bunlar yapılırsa çok etkili olmayacaktır. Kitlesel olmalı bu eylemler. Ayrıca yaptığımız eylemlerin iktidar üzerindeki
etkisini onların verdiği tepkilere bakarak değerlendirebiliriz.
- Forumlar bizim için yeni. Daha çok başındayız. Zaman geçtikçe, birbirimizi tanıdıkça farklı şeyler de ortaya çıkacaktır.
Devam etmemiz çok önemli.
ParklarBizim Blogspot
- Ben çapulcuyum. Aynı zamanda psikolojik danışmanım. Aile terapistiyim. Az önce konuşan arkadaşım forumu bir grup
terapisine benzettiğini söyledi. Ben bugün ilk kez katıldım ve ben de grup terapisine benzettim süreci. Bundan dolayı da
çok mutlu oldum. Hepimizin psikolojisi kötü etkilendi diye düşünüyorum. Şahsen benim kötü etkilendi. Hepimiz bu süreçte
belki de daha önce hiç yaşamadığımız şeyler yaşadık. Örneğin ben daha önce hiç polisle karşı karşıya gelmedim. Toma
görmedim. Birçok şeyi ben bu süreçte öğrendim. Ve bu da hepimizi çok kötü etkiledi. Bu yüzden burada geleceğe yönelik
birşeyler konuşmalıyız, bir çözüm üretmeliyiz, illaki burdan bir fikir çıkmalı diye bir kaygı olmaması gerektiğini
düşünüyorum. İnsanların bu süreçte yaşadığı şeyleri paylaşması da çok önemli. Duyguları paylaşması da çok önemli.
Çünkü burdaki insanlar duygudaşlar. Aynı duyguları paylaşıyorlar ve aynı şeyleri yaşıyorlar.Bu nedenle bu süreçte
bunların paylaşılmasının güzel olduğunu düşünüyorum.
- Ben daha çok boykot ve protesto kısmına odaklanmak istiyorum. Kredikartları ya da AVM ler konusunda insanların kendisini
ne kadar sorguladığını merak ediyorum. İnsanları yargılamak yerine kapitalist düzende biraz daha onun parçası olmamamız
için neler yapılabileceğinin düşünülmesini önemli buluyorum. Protesto kısmıyla da ilgili yürüyüşümüze tabi ki de devam
etmeliyiz. Ama şiddetsiz protesto ve buna benzer daha farklı şeyler düşünmeliyiz belki de. Duran Adam buna bir örnekti.
Kendimizi ifade edebilmemiz ve durumdan rahatsızlığımızı göstermemiz için birşeyler yapmalıyız. Bu konuyla ilgili ben
arkadaşların neler düşündüğünü merak ediyorum. En basitinden eğer şiddetsiz bir protesto yapacaksak, içimizden sanat ile
uğraşan, reklam ile uğraşan insanların bunu daha farklı görüp bize daha farklı sunacağı durumlar olabilir. Bir araya
gelerek beraberce yapacağımız birşeylerde olabilir. Bu konuyla da ilgili fikirleri olan varsa paylaşırsanız sevinirim.
Belki bir çözüme ulaşmayacaktır ama sonuç itibariyle karşı koyma adına yapılan önemli bir harekettir.
- Bugüne kadar hep durduk. Şarkı söyledik. Herşeyi denedik. Olmadı hiçbiri olmadı. Bence bu seferde yazmayı deneyelim hep
birlikte. Ama sadece sosyal medyada değil. Yaş grubu yüksek olan insanlara da ulaşmamız gerekiyor.
- Fikirleri bir araya getirmeliyiz. Neyi daha farklı kılabiliriz. Bunları düşünmeliyiz.
- Benim aklıma şu an gelen bir öneri var. Borges'in güzel bir lafı vardır. "Bir meşe palamudu meşe olmak ister." Olay ağaçla
başladı ağaçla devam edebilir. Belki hepimiz kamufle bir şekilde ağaçlara dönüşebiliriz. Parkın içinde sürekli gezebiliriz.
Dans edebiliriz. Bu belki ilginç olabilir. Çoğu insanın beklemediği birşey olabilir.
- Basit birşey söyleyeceğim. Hiçbirşeye gerek yok. Bir protesto mu yapmak istiyoruz. En basiti herkesin evinde televizyon
vardır. Satılmış medyanın hepsini benim de yaptığım gibi1 uydunuzdan silin.
- Yükselen mücadelenin yavaş yavaş düşeceğini biliyorduk. Şöyle bir hisse kapılmayalım. İşte yüzbinler sokaktayken,
göğüs göğüse mücadele ederken bugün azaldık, çatışmalar bitti, bir avuç kaldık diye düşünmeyelim. Zaten bunun da
propagandası yapılıyor. Devlet güçlüdür şeklinde yapılıyor örneğin. Marjinal grupların kışkırtmasıyla, araya girmesiyle
eylemler barışçı olmaktan çıkıyor deniyor. Aslında marjinal dedikleri bu ülkede 50 60 yıldır örgütlenmeye çalışan,
işçilerin, köylülerin, memurların içerisinde örgütlenen mevcut siyasi partiler, sendikalar, odalar, derneklerdir. Bu
insanlar yıllardır mücadele ediyorlar. Cezaevindeki eylemleri hatırlayınız, toprak işgallerini, geçmişteki haşhaş
mitinglerini hatırlayınız. Fabrikalarda direnen işçileri hatırlayınız. Çevreciler, Hopa olayları, Fırtına vadisindeki
köylülerin direnişi. Kadın hareketindeki mücadele. Bu insanlar bu mücadelelerin içinde vardı. Olmayan şuydu. Bu mücadeleler
kitleselleşemiyordu. Yenildik diye düşünmemeliyiz. Yüzbinler sokağa çıktı. Bu mücadele yeni başladı. Kitleler yeni yeni
birbiriyle bağ kurmaya başladı. Birbirimizin dertlerini dinlemeye ve örgütlenmeye başladık. Daha da iyi olacak. Hiçbirimiz
moralimizi bozmayalım. Mevcut iktidarın korktuğu da budur. Yalnızca bu iktidarda değil. Yarın bir başka parti gelir. Aynı
şeyleri yapar. Örneğin cezaevlerindeki ölümler sırasında iktidarda DSP vardı. Ya da Maraş katliamında SHP, Anap gibi
partiler vardı. Mesele şu ya da bu partinin meselesi değil. Mesele, burjuva iktidarlarının halka, işçi sınıfına, köylülere
ezilenlere, yoksullara bakış açısıdır. Olay iki sınıfın karşılıklı mücadelesidir.
- Satılmış medyayı protesto etmek istiyoruz. Turkcell de çalışıyorum. Aklıma geldi. Ay sonunda fazla dakikalarımız kalıyor.
Örneğin NTV yi arayıp bir lahmacun siparişi verebiliriz. Boşa gitmesin dakikalar yani.
- Ben de boykotun önemli olduğunu düşünüyorum. Yandaş medya boykot edilmeli. AVM lere gitmememiz gerektiğini düşünüyorum.
Birde kitap okumaya devam etmeliyiz. Bu parkta arkadaşlarımız Çapulcu kütüphanesi kurmuşlardı. Bizler kitap getirerek
destek olmuştuk. Pek çok kişi bu kütüphaneden yararlanmaya başlamıştı. Çok güzeldi. Ama polis müdahalesiyle bu sona erdi.
Bunu tekrar yapmalıyız. Madem sivil direniş diyoruz. Bunu kitap okuyarak, kitap paylaşarak yapabiliriz.
- Direnişin hala bitmediğini göstermeliyiz. Stickerlar hazırlamalıyız. Bunların içerisinde hiçbir partinin amblemi olmamalı.
Hazırlayacağımız stickerları kamu binalarına,AVM'lere, otobüs duraklarına, sosyal olduğumuz her alana, sokaklarımıza
yapıştırmalıyız. Ayrıca bir başka önerim de şudur. Ve de bir gün, sadece birgün tüm insanların sokaklarda olmasını
sağlayabilmeliyiz. Böyle bir büyük gün oluşturmamız gerekiyor. Son olarak birşey eklemek istiyorum. Dün forum sonunda bir
arkadaşımız elinde poşet izmaritleri topluyordu. Lütfen izmaritlerimizi kalkarken kendimiz alırsak çok iyi olur.
- Ekşi sözlük adlı internet sitesinde bir arkadaşın şöyle bir önerisi vardı. Televizyonda canlı yayınlara bağlanıp,
bu olayları bilgilendirme amaçlı anlatabiliriz. Böylelikle daha fazla insana ulaşabiliriz.
- Biz bu zamana kadar parktaydık. Binlerdik, yüzler kaldık. Pasif direniş sözcüğünü biraz yanlış anladığımızı düşünüyorum.
Pasif direniş duran adam olmak değildir sadece. Ya da susalım hak yerini bulur demek değildir elbette. Bertolt Brecht'in
güzel bir sözü var. "Daha ileri sıçramak isteyen bir iki adım geri atmak zorundadır." Ve biz bu bir iki geri adımı birkaç
haftadır yapıyoruz aslında. Ne zamanki bu parkta binler yerine yüzler, yüzler yerini onlara bırakacak o zaman anlatmak
isteyeceğimiz şeyler ulaşmayacaktır insanlara. Madem ki ulaşacağımız her yön sansürlü, iletişimin sansürlü olmayan en ilkel
yolu mektup yöntemidir. Ben kendi apartmanımdaki bir polis abime yaptım bunu. Kapısının önüne beyaz zarfın içinde bir
mektup bıraktım. 24 daireli bir apartmanımız var. 24 daireye 24 mektup bırakabilirim. Ne söylemek istiyorsak, yapmak
istediğimiz şeyler neyse bunu mektuplarla anlatabiliriz. Belki bu platform bir ortak metin oluşturabilir. Ve 10
arkadaşımız bile bir günde çok fazla apartmana girip bu mektupları dağıtabilir.
- Herkes kendi çevresine mektup yazmalı diye düşünüyorum. Eğer kişiye özel mektup diyorsak en azından mektubu yazdığımız
kişinin ismini bilmemiz gerekiyor. Belki bir metin belirlenebilir ve herkes kendi çevresine ulaştırır. 10 kişi belirlemeye
gerek yok.
- Bu olayların önemi kitlesel olarak sokağa çıkmamızdı. Sokaklarda, meydanlarda boy göstermemizdi. Sokakları kaybetmemeliyiz.
Bir gün belirleyip insanları sokağa çağırabiliriz. Facebook ve Twitter ile bunun duyurusunu yapabiliriz. Ayrıca bu
iletişim kanallarını forumlar içinde kullanmalıyız. İnsanlar forumlardan, konuşulanlardan haberdar olmalı. Sokağa çıkma
alışkanlığımızı kaybetmemeliyiz. Hergün çıkamayız belki. Benim bir sürü aktivist arkadaşım günlerdir çok yoruldukları için
bugün foruma gelemediler.
- Ben farkındalık yaratma ile ilgili birşey söylemek istiyorum. Belki biz son günlerde olan olayları biliyoruz ama bunun
farkında olmayan insanlar var. Mesela internette gördüğüm bir şeyi yapmaya başladım. Bir markete girdiğimde önde duran
yandaş gazeteleri arkalara atıp, olayları anlatan gazeteleri önlere koyuyorum. İnsanlar en azından manşeti görsün ve bu
nedir desinler. Ayrıca bu gazeteler çok pahalı değil. 3-5 tane gazete alıp dolmuşa, taksiye, duraklara, pek çok farklı
yerlere bırakabiliriz.
- Belirlediğimiz bir gün sokağa çıkmalıyız önerisine değinmek istiyorum. Bu Antakya'da yapıldı. Abdullah Cömert arkadaşımız
için Samandağ merkez ilçeden koparılan bir gül yaklaşık 25 km boyunca elden ele taşındı. Büyük bir kalabalık toplanmıştı
bunun için. Bu Antakya'da çok etkili oldu. Bunun gibi etkinlikler burada da yapılabilir.
- Eğer sokağa çıkma fikrini değerlendireceksek, bunu parti flamaları olmadan yapmalıyız. Bu bir anma olacağı için hepimiz
tek bir renk altında toplanabiliriz. Siyah giyinebiliriz örneğin.
- Önerilerin çoğuna katılıyorum. Ama bu önerilerin etkili olabilmesi için yoğun bir katılım şart. Eğer küçük gruplar halinde
bunlar yapılırsa çok etkili olmayacaktır. Kitlesel olmalı bu eylemler. Ayrıca yaptığımız eylemlerin iktidar üzerindeki
etkisini onların verdiği tepkilere bakarak değerlendirebiliriz.
- Forumlar bizim için yeni. Daha çok başındayız. Zaman geçtikçe, birbirimizi tanıdıkça farklı şeyler de ortaya çıkacaktır.
Devam etmemiz çok önemli.
ParklarBizim Blogspot