Post by Admin on Jul 2, 2013 3:40:14 GMT 2
Forumların azalarak bitmesine karşı önlemler alalım. Süreci aşama aşama ayıralım ve her aşamanın bitişi için kesin tarih koyalım. Şu an giriş aşamasındayız ve daha ziyade sorun tespiti yapıyoruz, misal 5 Temmuz'la birlikte gelişme aşamasına geçelim ve öne çıkan sorunların çözümlerini tartışalım ve artık sadece çözüm önerileri ortaya koyalım, tek tek nokta atışı yapalım. Bir 10 gün sonra da ortaya koyduğumuz çözüm önerileri üzerinden bi eylem planı belirleyip harekete geçelim. Forumlar, eylem süresince veya eylemden sonra da kaldığı yerden devam edebilir, nasıl olsa temeli attık, nasıl olsa parklar bizim sorun değil.
Bu süreci belirsizliğe mahkum edersek ve kendimize bi hedef belirlemezsek "burdan bi sonuç çıkmaz" hissiyatı oluşur ve katılım azalır. Katılım azalırsa motivasyonumuz da enerjimiz de azalır. O yüzden forumları artık karar merciine dönüştürelim.
Gündemi belirlemelerine izin vermeyelim, atak olalım ve artık yavaş yavaş somut kazanımlara odaklanalım. Taleplerin kapsayıcı olmasına (sadece bizi değil, 76 milyonu kapsayıcı) dikkat edelim; kendine demokratım, adilim, vicdan sahibiyim vs diyenlerin itiraz edemeyeceği türden talepler (örn: SEÇİM BARAJININ KALDIRILMASI YA DA DÜŞÜRÜLMESİ) üzerinde duralım.
Menzili kısaltmayalım, "nasıl olsa bizi dinlemezler" hissine kapılıp hedef küçültmeyelim, iktidarı muhatap almaktan vazgeçmeyelim, mahallelere tıkılıp kalmamız ve çok ve nispeten küçük hedefler peşinde koşmak hem konsantrasyonumuzun dağılmasına sebep olur hem de tükenmişlik sendromu yaşayan iktidarı da gevşetir rehavete sokar. Net somut hedefler peşinde koşarsak diri kalırız, dağılma olmaz. Yürümek için yürümüyoruz biz, çok haklı nedenlerimiz var, bunları daha iyi kullanalım.
Bir de bu kozmopolit yapımızıi koruyalım, farklılıklarmızın kışkırtılmasına izin vermeyelim. Biz zaten sokağa inerken bu farklılıklarımızın farkındaydık ve buna rağmen beraber direndik. Direnişin gidişatına dair eleştirilerde bulunurken kişileri ya da kurumları değil tavırları konuşalım. "x'in olduğu yerde ben durmam" tarzı kaprislere girmeyelim, safları gevşetmeyelim, ayırmayalım. Bizim önceliğimiz şu parmaklıkların arkasından çıkmak, gerisi kolay.
Bu süreci belirsizliğe mahkum edersek ve kendimize bi hedef belirlemezsek "burdan bi sonuç çıkmaz" hissiyatı oluşur ve katılım azalır. Katılım azalırsa motivasyonumuz da enerjimiz de azalır. O yüzden forumları artık karar merciine dönüştürelim.
Gündemi belirlemelerine izin vermeyelim, atak olalım ve artık yavaş yavaş somut kazanımlara odaklanalım. Taleplerin kapsayıcı olmasına (sadece bizi değil, 76 milyonu kapsayıcı) dikkat edelim; kendine demokratım, adilim, vicdan sahibiyim vs diyenlerin itiraz edemeyeceği türden talepler (örn: SEÇİM BARAJININ KALDIRILMASI YA DA DÜŞÜRÜLMESİ) üzerinde duralım.
Menzili kısaltmayalım, "nasıl olsa bizi dinlemezler" hissine kapılıp hedef küçültmeyelim, iktidarı muhatap almaktan vazgeçmeyelim, mahallelere tıkılıp kalmamız ve çok ve nispeten küçük hedefler peşinde koşmak hem konsantrasyonumuzun dağılmasına sebep olur hem de tükenmişlik sendromu yaşayan iktidarı da gevşetir rehavete sokar. Net somut hedefler peşinde koşarsak diri kalırız, dağılma olmaz. Yürümek için yürümüyoruz biz, çok haklı nedenlerimiz var, bunları daha iyi kullanalım.
Bir de bu kozmopolit yapımızıi koruyalım, farklılıklarmızın kışkırtılmasına izin vermeyelim. Biz zaten sokağa inerken bu farklılıklarımızın farkındaydık ve buna rağmen beraber direndik. Direnişin gidişatına dair eleştirilerde bulunurken kişileri ya da kurumları değil tavırları konuşalım. "x'in olduğu yerde ben durmam" tarzı kaprislere girmeyelim, safları gevşetmeyelim, ayırmayalım. Bizim önceliğimiz şu parmaklıkların arkasından çıkmak, gerisi kolay.
ParklarBizim Facebook sayfasindan bir yorum