Post by Admin on Jun 22, 2013 17:09:25 GMT 2
21 Haziran 2013
Beşiktaş, İstanbul
Gezi Direnişi’nde ölümsüzleşen Abdullah Cömert, Mehmet Ayvalıtaş, Ethem Sarısülük ve Mustafa Sarı’ya,
tüm yaralananlara ve tüm yurtta direnişe devam eden
halkımıza selam olsun.
ABBASAĞA FORUMU’NA ÇAĞRI
Gezi Parkı’yla başlayan, özgürlük mücadelemiz artık yeni bir safhaya geçti. Gezi Parkı’ndan kentin tüm mahallelerine dağılan yüzbinlerce direnişçi şu anda bulunduğu ilçenin, mahallenin parklarını özgürleştiriyor.
Türkiye’de birçok noktada başlayan bu direniş biçimi dosta düşmana demokrasinin, özgürlüğün ve dayanışmanın kol gezdiği bir ülkenin ilk ipuçlarını veriyor. Bugün geldiğimiz noktada direnişin kendi kurumlarını oluşturduğu, karar alma ve uygulama mekanizmalarını yarattığı bir yöne doğru ilerliyor. Bu konuda günlerdir birçok park forumunda nasıl bir örgütlenme ve nasıl bir temsiliyet oluşturulması gerektigiyle ilgili tartışmaların ortak bir noktası olduğu açıklıkla görülüyor. Doğrudan katılımcı, doğa ve insan dostu, bırakın insanlar arasında ayrım yapmayı, canlılar arasında dahi bir hiyerarşiye karşı çıkan dayanışma temelli bir örgütlenme forumlarda konuşan konuşmayan milyonların ortak talebi gibi görülüyor.
Günlerdir bu tartışmaları izleyen, direnişte tanışan, isimleri önemsiz bir dizi insan olarak park forumuna bugün bir öneriyle geldik. Birlikte tartışalım zenginleştirelim, kabul edelim ya da reddedelim diye bu dayanışmamıza destek olacağını düşündüğümüz, ayrılsak da beraber olmamızı sağlayacak bir oluşum önerisiyle Abbasağa forumuna katılmak istedik.
Oluşturmak istediğimiz yapının amaçları, hedefleri ve ilkeleri ilk adımda şunlar olabilir diye önerimiz var.
Bu önerilerimizin forumlarda demokratik bir şekilde reddedilmesi veya desteklenmemesi durumunda, önerimizi geri çekip buradan çıkacak önerilere tabii olduğumuzu bildiririz.
Bu yapılanma talebinin amacı öncelikle, direnen, direnişe devam eden ve hatta artık direnmeyi bir yaşam biçimi haline getiren yüzbinlerin bu direniş boyunca ortaya çıkacak tüm talep ve isteklerine, ihtiyaçlarına cevap veren, konusuna hakim çalışma grupları oluşturmak.
Bir kişiyi dahi geride bırakmadan yürümemizi, ilerlememizi sağlayacak kapsayıcı yapılar kurmak.
Bir kişinin dahi fikrini dışarda bırakmadan ilerlememizi sağlayacak, karar alma ve uygulama mekanizmalarının kurulmasını sağlamak, sonrasında alınan ortak kararların uygulanmasına mümkün olan en büyük katkıyı sunmak.
Sadece Türkiye’nin değil tüm dünyanın yüzünü güldüren, ağlatan, öfkelendiren ve sevdiren yaratıcılığımızın devamlılığını ve gelişmesini sağlayacak oluşumlar kurmak.
Bizler yüzde ellilerin altmışların seksenlerin değil doğadaki tüm canlıların temsilcisiyiz. Kimseyi peşin olarak düşman ilan etmiyoruz. Bize fiziki olarak düşmanlık edenlerden, saldıranlardan başka kimse karşıtımız değil kardeşimizdir. Direnen direnmeyen tüm kardeşlerimizin hakları için mücadele etmek, kafa yormak, fikir üretmek en onemli misyonumuz olmalıdır.
İlkelerimiz diye adlandırdıklarımız aslında bizim üzerine uzun uzun düşünüp karar aldığımız bir tartışma sonucunda çıkmadı. Günlerdir Abbasağa forumunda söz alanları dinleyip, not aldık. Bu direniş boyunca o kadar birlikte, o kadar omuz omuza ve o kadar aşkla birlikte olduk ki, birimizin ilkesi hepimizin ilkesine dönüştü. Sanırız o ilkeler şunlardan oluşuyor:
İnsanlar ve canlılar arasındaki her tür ayrımcılık aşağılama ve hiyerarşiyi reddediyoruz.
Bizler barışçıl bir topluluğuz. Polisin bize uyguladığı şiddet karşısında kendimizi savunma hakkımızı saklı tutarak, şiddetin ortaya çıkmasına neden olan taraf olmaktan her zaman kaçınacağımızı bildiririz.
Doğrularımızdan başka bize yön veren, özgürlükten başka bize ilham veren, toplumsal adaletten başka bizi yönlendiren hiçbir çıkar ve çıkar grubu yoktur. Olmayacaktır.
Bu kurumlar içerisinde yer alan kimse, başkan, yardımcı, önder gibi sıfatlarla adlandırılmayacak ve öyle olmayacaktır.
Çalışma grupları içerisinde yer alanlar, her an sorgulanmaya geri çağrılmaya açık olacaktır.
Türkiye’nin ve dünyanın herhangi bir yerinde bir direnişçinin ayağına taş değse burada bizim canımız yanıyor, yanmakta. Bu dayanışma duygusunu yükseltmek yüceltmek, ortak hedefler etrafında birleşerek mücadeleye devam etmek, en önemli amacımızdır.
Bugün birlikte bir ilk adımı atalım diyoruz. Abbasağa Park Meclisi’ni, bu meclisin altında yer alan çalışma gruplarını kurarak tüm dünyaya örnek olacak bir yapılanma oluşturalım diyoruz. Park meclisleri, kent meclislerine, onlar da ülke meclislerine dönüşebilir, direniş kendi temsilcilerini oluşturabilir diyoruz. Bugün bu konuyu konuşalım ve tüm fikirleri biraraya getiren bir uzlaşma zemini bulalım istiyoruz.
Buradan tüm park direnişçilerine çağrımız şudur. Bulunmak, katkı sunmak istediginiz çalışma ve tartışma gruplarında yerimizi alıp bu mücadelenin demokratikleşme ayağını hep birlikte örelim.
Ve son olarak diyoruz ki, parkımızdan mahallemizden başlayan bu direniş ve dayanışma ruhu bütün dünyayı değiştirebilir. Biz Gezi Parkı’yla başlayan bir isyanın direnişçileri olarak tüm dünyaya şunu söylüyoruz. Bu çocuklar dünyayı değiştirecek, bizi izlemeye devam edin...
ParklarBizim.Blogspot'tan alinmistir.
Beşiktaş, İstanbul
Gezi Direnişi’nde ölümsüzleşen Abdullah Cömert, Mehmet Ayvalıtaş, Ethem Sarısülük ve Mustafa Sarı’ya,
tüm yaralananlara ve tüm yurtta direnişe devam eden
halkımıza selam olsun.
ABBASAĞA FORUMU’NA ÇAĞRI
Gezi Parkı’yla başlayan, özgürlük mücadelemiz artık yeni bir safhaya geçti. Gezi Parkı’ndan kentin tüm mahallelerine dağılan yüzbinlerce direnişçi şu anda bulunduğu ilçenin, mahallenin parklarını özgürleştiriyor.
Türkiye’de birçok noktada başlayan bu direniş biçimi dosta düşmana demokrasinin, özgürlüğün ve dayanışmanın kol gezdiği bir ülkenin ilk ipuçlarını veriyor. Bugün geldiğimiz noktada direnişin kendi kurumlarını oluşturduğu, karar alma ve uygulama mekanizmalarını yarattığı bir yöne doğru ilerliyor. Bu konuda günlerdir birçok park forumunda nasıl bir örgütlenme ve nasıl bir temsiliyet oluşturulması gerektigiyle ilgili tartışmaların ortak bir noktası olduğu açıklıkla görülüyor. Doğrudan katılımcı, doğa ve insan dostu, bırakın insanlar arasında ayrım yapmayı, canlılar arasında dahi bir hiyerarşiye karşı çıkan dayanışma temelli bir örgütlenme forumlarda konuşan konuşmayan milyonların ortak talebi gibi görülüyor.
Günlerdir bu tartışmaları izleyen, direnişte tanışan, isimleri önemsiz bir dizi insan olarak park forumuna bugün bir öneriyle geldik. Birlikte tartışalım zenginleştirelim, kabul edelim ya da reddedelim diye bu dayanışmamıza destek olacağını düşündüğümüz, ayrılsak da beraber olmamızı sağlayacak bir oluşum önerisiyle Abbasağa forumuna katılmak istedik.
Oluşturmak istediğimiz yapının amaçları, hedefleri ve ilkeleri ilk adımda şunlar olabilir diye önerimiz var.
Bu önerilerimizin forumlarda demokratik bir şekilde reddedilmesi veya desteklenmemesi durumunda, önerimizi geri çekip buradan çıkacak önerilere tabii olduğumuzu bildiririz.
Bu yapılanma talebinin amacı öncelikle, direnen, direnişe devam eden ve hatta artık direnmeyi bir yaşam biçimi haline getiren yüzbinlerin bu direniş boyunca ortaya çıkacak tüm talep ve isteklerine, ihtiyaçlarına cevap veren, konusuna hakim çalışma grupları oluşturmak.
Bir kişiyi dahi geride bırakmadan yürümemizi, ilerlememizi sağlayacak kapsayıcı yapılar kurmak.
Bir kişinin dahi fikrini dışarda bırakmadan ilerlememizi sağlayacak, karar alma ve uygulama mekanizmalarının kurulmasını sağlamak, sonrasında alınan ortak kararların uygulanmasına mümkün olan en büyük katkıyı sunmak.
Sadece Türkiye’nin değil tüm dünyanın yüzünü güldüren, ağlatan, öfkelendiren ve sevdiren yaratıcılığımızın devamlılığını ve gelişmesini sağlayacak oluşumlar kurmak.
Bizler yüzde ellilerin altmışların seksenlerin değil doğadaki tüm canlıların temsilcisiyiz. Kimseyi peşin olarak düşman ilan etmiyoruz. Bize fiziki olarak düşmanlık edenlerden, saldıranlardan başka kimse karşıtımız değil kardeşimizdir. Direnen direnmeyen tüm kardeşlerimizin hakları için mücadele etmek, kafa yormak, fikir üretmek en onemli misyonumuz olmalıdır.
İlkelerimiz diye adlandırdıklarımız aslında bizim üzerine uzun uzun düşünüp karar aldığımız bir tartışma sonucunda çıkmadı. Günlerdir Abbasağa forumunda söz alanları dinleyip, not aldık. Bu direniş boyunca o kadar birlikte, o kadar omuz omuza ve o kadar aşkla birlikte olduk ki, birimizin ilkesi hepimizin ilkesine dönüştü. Sanırız o ilkeler şunlardan oluşuyor:
İnsanlar ve canlılar arasındaki her tür ayrımcılık aşağılama ve hiyerarşiyi reddediyoruz.
Bizler barışçıl bir topluluğuz. Polisin bize uyguladığı şiddet karşısında kendimizi savunma hakkımızı saklı tutarak, şiddetin ortaya çıkmasına neden olan taraf olmaktan her zaman kaçınacağımızı bildiririz.
Doğrularımızdan başka bize yön veren, özgürlükten başka bize ilham veren, toplumsal adaletten başka bizi yönlendiren hiçbir çıkar ve çıkar grubu yoktur. Olmayacaktır.
Bu kurumlar içerisinde yer alan kimse, başkan, yardımcı, önder gibi sıfatlarla adlandırılmayacak ve öyle olmayacaktır.
Çalışma grupları içerisinde yer alanlar, her an sorgulanmaya geri çağrılmaya açık olacaktır.
Türkiye’nin ve dünyanın herhangi bir yerinde bir direnişçinin ayağına taş değse burada bizim canımız yanıyor, yanmakta. Bu dayanışma duygusunu yükseltmek yüceltmek, ortak hedefler etrafında birleşerek mücadeleye devam etmek, en önemli amacımızdır.
Bugün birlikte bir ilk adımı atalım diyoruz. Abbasağa Park Meclisi’ni, bu meclisin altında yer alan çalışma gruplarını kurarak tüm dünyaya örnek olacak bir yapılanma oluşturalım diyoruz. Park meclisleri, kent meclislerine, onlar da ülke meclislerine dönüşebilir, direniş kendi temsilcilerini oluşturabilir diyoruz. Bugün bu konuyu konuşalım ve tüm fikirleri biraraya getiren bir uzlaşma zemini bulalım istiyoruz.
Buradan tüm park direnişçilerine çağrımız şudur. Bulunmak, katkı sunmak istediginiz çalışma ve tartışma gruplarında yerimizi alıp bu mücadelenin demokratikleşme ayağını hep birlikte örelim.
Ve son olarak diyoruz ki, parkımızdan mahallemizden başlayan bu direniş ve dayanışma ruhu bütün dünyayı değiştirebilir. Biz Gezi Parkı’yla başlayan bir isyanın direnişçileri olarak tüm dünyaya şunu söylüyoruz. Bu çocuklar dünyayı değiştirecek, bizi izlemeye devam edin...
ParklarBizim.Blogspot'tan alinmistir.