Post by Admin on Jul 4, 2013 17:15:40 GMT 2
Forum; 2 Temmuz’da Kadıköy’de yapılan Sivas şehitlerini anma yürüyüşü ile alakalı bilgi paylaşımları ile başladı.
-Toplanılarak, Kriton Curi Parkı forumu olarak katılınılan yürüyüşte yaşanılanlar kitle ile paylaşıldı; “etkili ve büyük bir kalabalığa dahil olunarak yüründü; adeta bir şenlik, piknik havasında idi…”
-Konu ile alakalı ikinci fikirde ise anmanın güzel olduğundan, ancak; biraz daha empati yapılması gerektiğinden, ölümlerle sonuçlanmış böylesi bir katliamın anma töreninde gereksiz sloganların çok fazla yer bulmuş olmasından duyulan üzüntüden bahsedildi.Yürüyüş ile alakalı bilgilendirmenin ardından, forum kuralları hatırlatıldı ve kolaylaştırıcı seçimleri tamamlandıktan sonra da halk kürsüsü 3 Temmuz akşamı için açıldı.
-Ellerinde bayrak ve Atatürk posteri ile forum alanına gelen emekli albay Gülcemal Bey, yakın tarihimize dair bilgilendirmelerde bulundu, savaş yıllarından bahsederek günümüz olaylarını da görüşleri doğrultusunda özetledi. “Atatürk olmasaydı ne vatan, ne millet olurdu; unutmayalım” diyerek iktidarı eleştirdi. Konuşmasını, okuduğu bir şiir ile sonlandırdı.
-Akşamın ikinci sözünü başka bir gazimiz aldı; çapulcuları selamladıktan sonra, başlatılan bu hareketin güzelliğinden bahsederken Cumhuriyet’in tehlikede olduğunu, mezhep ayrımı yapılmaya çalışıldığını, bu tarz oyunlara gelinmemesi gerektiğini söyledi. Atatürk’e övgülerini sunarken, Osmanlı’nın son zamanlarındaki rehavete kapılmamamız gerektiğinden de dem vurdu.
-Bir önceki forumda oluşturulması kararlaştırılan ve gönüllüleri belirlenen komitelerle alakalı konuşuldu, bilgi aktarımı yapıldı. Kültür, sanat ve spor komitesinin çalışma alanı ile başlandı, yeni gönüllüler için çağrı yapıldı.İletişim komitesi duyuru yapıldı; yeni katılımlar oldu. Siyasal partiler ve Stk’lar ile iletişim komitesi için yeni çağrı yapıldı.
-Gezi parkı ile alakalı medyada yer alan mahkeme kararı ile alakalı konuşuldu; hukuki boyutuna hakim olan katılımcılardan bilgi talep edildi.
-Eğitim komitesi ile alakalı çalışma zorluklarına dair bilgilendirmelerde bulunuldu; neler yapılabilir, neler yapılamaz tartışılmalı, denildi.
-Söz alan avukat arkadaş, Gezi Parkı ile alakalı mahkeme kararı konusunda bilgilendirme yaptı; kendilerine henüz kararın gelmediğini, söylentiler doğrultusunda kararın verildiğini duyduklarını ancak henüz tebliğ edilen bir şey olmadığını belirtti. Süreç ile alakalı konuşuldu. Netice itibari ile; itirazlardan sonra Danıştay’ın nihai kararı vereceği, kararın kesin olacağı, bu karardan sonra; uygulanmaya çalışılan mevcut projeye devam edilmesi halinin tamamen hukuka aykırı olacağı ve suç teşkil edeceği, İstanbul Baro’sunun süreci takip ettiği belirtildi.
Eğitim komitesinin karşılaşabileceği hukuki zorlukların gerçekten de var olduğunu, yapılması planlananların resmi olması gerektiğini; en azından Stk’lardan destek alınarak bir şeylerin yapılmasının daha kolay olduğunu söyledi.
-Mahkeme kararı ile alakalı başka bir örnek verildi; Karadeniz Otoyolu’nun her kilometre karesi için durdurma kararı olduğundan, ancak hiç kimsenin bu karara rağmen inşaası tamamlanan yol için cezalandırılmadığından, adaletsizliğin boyutundan bahsedildi. M.A. Bakunin’in; “Hukuk iktidarın fahişesidir” sözü hatırlatıldı.
Başlayan bu halk hareketi ile, kendi sözümüzün ve kararlarımızın arkasında durulması gerektiği fikri yinelendi, Gezi sürecinin önemine dikkat çekildi. Eğitim komitesinin faydalanabileceği bir bilgi olarak Okumuş Adam hastag’ı önerildi.
-Provokatif hareketlere dikkat çekildi. Bilgi kirliliğinin, provokasyon amaçlı gündem yaratılmak için kullanıldığı; Petrol yasayı ile alakalı konuşulanların doğruları yansıtmadığı ile konu örneklendirirldi. Bir diğer gündem değiştirme konusu olarak, yayılan; Muharrem İnce’nin kuracağı konuşulan yeni parti ile alakalı haberleri yalanladığı ve bilginin doğruyu yansıtmadığından bahsedildi. İletişim sorunları yinelendi, ortak santral fikri ortaya atıldı. Güvenilinen kişilerle iletişim bilgilerinin paylaşılabileceği söylendi.
-Gezi Parkı ile alakalı mahkeme kararı ile ilgili dolaşan bilgilerin tam olarak gerçeği yansıtmadığı, net karar için daha birkaç aylık süre olduğu belirtildi. İstişare komitelerinin toplanması ve çalışmalarına başlamaları ile alakalı konuşuldu, sıkıntılar dile getirildi. Komitenin ilk buluşmasının planlandığı ancak gerçekleştirilemeyip iptal edildiği söylendi. Gönüllülerin, forum saati olan 21:00′dan önce, 19:30 gibi toplanıp, fikir alışverişi yapabilecekleri önerisi sunuldu.
-Gazimizin isteği üzerine, gür sesli bir katılımcı Atatürk’ün konuşmalarından birini katılımcılarla paylaştı.
-Diğer parklar ve platformlarla iletişimi sağlayacak olanın iletişim komitesi olduğunun altı çizildi; mail ve telefon bilgilerinin hali hazırda paylaşıldığı, Parklar Bizim usulüne bağlı kalınarak devam edildiği söylendi. Komitedeki gönüllülerden maillerini sık sık kontrol etmeleri istendi. Teoride kalmamak için, iletişim gereğinin önemi vurgulandı. Mahkeme kararı ile alakalı olarak Taksim Dayanışmanın yayımladığı basın açıklaması okundu. “Direne direne kazanacağız!” “31 Mayıs, hepimizin özgürlük açlığının dışa vurumuydu”
-Ramazan ayı içerisinde forumun izleyeceği yol hakkında görüş ve öneriler talep edildi.
-Emekli albayımızın şiiri ile devam edildi.
-Aynı gün içerisinde çok farklı konuları konuştuğumuz ve konuların dağıldığından, sonuca varamadığımızdan bahsedildi. Apartman örgütlenmesinin önemli olduğu ve gündem belirleyerek devamlılık sağlanabileceği söylendi. “Gün sonunda değil, gün başında gündem belirlensin ve oylamalar yapılsın” denildi.
-2 Temmuz Sivas’ı anma yürüyüşüne katılan biri; yürüyüşe grupla birlikte başlayamadığını ancak kortej geçerken, özellikle farklı bir gruba müdahil olmayıp, parktan yürüyüşe geçen grubu beklediğini ve onlara katıldığını, bu şekilde de bir gruba dahil olmanın ne kadar güzel olduğunu hissettiğini belirtti. “Direnince çok güzel oluyorsun Kozyatağı!”
”Kurulan komiteler yeterli, görevler belirlenip uygulanmaya başlasın” denildi. Bir süre belirlensin ve bu sürenin sonunda; komiteler, planladıklarını forum ile paylaşsınlar, önerisi getirildi.
-Karşı fikir yoklaması yapıldı.
-Antikapitalist müslümanların forumlarda dile getirdiği iftar yemeği önerisinden bahsedildi. Akp’nin dini tekel haline getirdiğinden ve bunun kırılması gerektiğinden konuşuldu. Oruç tutmayanların dahi, hassas davranacağına dair olan inanç vurgulandı. Forum öncesi düzenlenecek iftar etkinliği ve olası sonuçları hakkında görüş bildirildi.
-Komitelerin yeterli olduğuna dair görüşe istinaden; komite sayılarının arttırılmasında herhangi bir çekinceye gerek olmadığı söylendi, bir şeyler yapmak isteyen herkesin konu ne olursa olsun gönüllü olup, çalışabileceği belirtildi. “Kendimizi sınırlandırmayalım; farklı komiteleri isteyenler varsa onlar da yapılsın” denildi.
-Gündem belirlenmesi dahilinde öneri geldi; “forumun ilk saatinde serbest kürsü yapılsın, ikinci saatinde ise belirlenen gündem üzerine konuşulsun.” Tam tersi olan; 21:00-22:00 arası gündem, 22:00-23:00 arası serbest kürsü olması yönünde de bir talep geldi, oylandı ve kabul edildi.
-Gülcemal albayımız gitmeden önce son bir şiir daha okudu; “ölümüne yanınızdayız gençler” diyerek, forumdan ayrıldı.
-Küçük çapulculardan Simge, Gezi olayları ile ilgili görüşlerini ve kendisi üzerinde bıraktığı etkiden bahsetti. “Ağaçları, hayvanları çok seviyorum. Olaylar başladığında rahat uyuyamadım ve ertesi gün Bağdat Caddesi’ndeki protesto yürüyüşlerine katıldım, ben de böyle direndim” dedi. Tencere ve tava seslerinin kendisini mutlu ettiğini söyledi.
- “Kimseyi ötekileştirmeden, herkesi sevip sayarak bugünlere kadar geldik; iftar yemeklerinde de başarılı oluruz” düşüncesi dile getirildi. Konuşmacı, sözlerine; “Diren Türkiye ile birlikte artık, Diren Mısır da diyoruz; oradaki devrimci arkadaşlara selam olsun!” diyerek, devam etti. Mayamızdaki kurtuluş savaşından, özgürlükçü ruhumuzdan bahsedildi.
-“Her zaman demokrasiden yanayız, asıl darbe; bir tür sivil darbecilik yapan Tayyip Erdoğandır!” görüşü dile getirildi.
-Mısır ve Mursi konusu, halkın direnişi ve darbe durumutartışıldı; despotun karşısında darbe savunması da iyi değil, görüşü paylaşıldı. Darbelerin en başta işçi sınıfını ve halkı ezeceğinden, daha iyiye değişim olmayacağından bahsedildi. Gündem belirlerken akademisyenlerden destek alıp, kendimizi de eğitelim, önerisi yapıldı.
-Pazartesi günü komitelerin sunum yapması oylandı, onaylandı!
-Ramazan süresince, iftar saatleri nedeniyle yaşanacak sıkıntı üzerinden; forum günlerinin kısıtlanması ya da saatlerin düzenlenmesi konusunda görüşler talep edildi, önemi vurgulandı. Forum öncesi iftar yemeği önerisi tekrarlandı.
-Forumun günlerinin Ramazan’da azaltılması önerisi oya sunuldu; kabul edilmedi!
Saatlerle alakalı tartışma açıldı; saatlerin aynı kalması, imece usulü hazırlanan sofralarla iftarın açılması ve sonrasında da foruma devam edilmesi, önerisi geldi. Herkes masaya bir lokma dahi koysa; hep beraber, Gezi ruhuyla, mutlu bir şekilde devam edilebilir, denildi. “Gezideki Kandil akşamını unutmayalım, kendi parkımıza da taşıyalım”
-Öneri; 20:30′da toplanıp, 20:30- 21:30 sofra muhabbeti ile iftar açılsın, foruma iftardan sonra devam edilsin. Önerinin yarın (04/07/2013) da konuşulmasına ve o şekilde oylanmasına karar verildi.
Konu, 4 Temmuz forumunun ilk gündemi olarak da belirlendi; Ramazan ayında forumda yapılacaklar!
-İkinci gündem olarak; Apartman örgütlenmesi hususunda neler yapılabileceği, konusu kabul edildi, alakalı fikirler tartışmaya açıldı.
-Apartman örgütlenmelerinin zor olacağından, kimsenin birbirini tanımadığından bahsedildi. Zorluğuna dikkat çekildi.
-”Yapmak istediklerimizi ve forumları, fikri bize yakın olanlarla paylaşıp, yayalım” denildi. Hazırlanan broşürleri posta kutularına atma fikri yinelendi. Bilgilendirme yazılarının, insanların doğrudan dikkatini çekecek yerlere asılması gerektiği söylendi.
-“Kozyatağı’nda 2-3 saatte yapıştırdığımız bildiriler kısa sürede yırtıldı, bu hem maddi hem de manevi olarak zor”, denildi.
-“Kriton Curi Forumu için hazırlanan kağıdı apartmanıma yapıştırdım, 4-5 gün yırtılmadan orada kaldı, ancak hiçbir komşumu da burada görmedim”, denildi.
-“Herkes bir tane de olsa komşusunu forumlara davet edip, getirsin” denildi.
-Yürüyüş organize ederek sesimizi duyurabileceğimiz, belirli sloganlarla insanları bilgilendirebileceğimiz hususunda konuşuldu.
-Gezi’den sonra umutlanıp bu forumlara katıldığını söyleyen bir forumcu; hareket mutlaka devam etmeli, sonuca varmalıyız, dedi.
-Hemen herkesin apartman görevlilerinin olduğunu söyleyen bir katılımcı; “nasıl yaşadıklarını bilmiyoruz, önce onları bilgilendirerek, forumlara yönlendirerek başlayabiliriz” görüşünü paylaştı. Ramazan ayında organize olup, iftar etkinliklerinden birine kendilerini davet edelim, böylelikle burada neler yapıldığını görüp eşlerine dostlarına aktarabilirler, önerisi getirildi.
-Bidirilerin yırtılması ve dağıtımının etkin olmaması konusunda, duvarlara bilgilendirici grafitilerin yapılabileceği fikri ortaya atıldı. “Kriton Curi Parkı Forumu” şablonlarının hazırlanıp, spreyle boyanabileceği, üzerleri kapatılsa dahi tekrar tekrar yapılabileceği söylendi.
-”Söylediklerimiz uygulanmıyor, dün ne konuştuğumuz hatırlayan var mı? Özeleştiri yapmamız gerekiyor; konuştuklarımızı karara bağlayalım!”
-Perşembe, Cuma ve Cumartesi günleri semt pazarları olduğu, 3-5 kişilik ekipler oluşturup, bildiri dağıtılabileceği ya da gidip gelen insanların görebileceği şekilde afişler asılabileceği, söylendi.
-Gezi ruhundan, buradaki toplantılardan ne beklediğimizi, amacımızın ne olduğunu sorgulamamız gerektiğinden bahsedildi. Önce bir amaç belirleyip, enerjimizi bu amaca kanalize etmemiz ve somut bir şeyler ortaya çıkarmamız gerektiği üzerine konuşuldu. Daha somut öneriler istendi; yerel seçimlerde izlenecek yola dair reel bir tavır ortaya koymamızın gerektiğinin altı çizildi. Eyleme dönüştürülemeyen önerilerin vasıfsız kalacağı fikri yinelendi.
-”Niçin buradayız” sorusu dahilinde; Gezi ruhunun örgütlenmeyi beklediği savunuldu. Mahallelerden başlayarak örgütlenmemiz gerektiği ve hiçbir hareketin Taksim Dayanışma’dan bağımsız olmayacağının vurgusu yapıldı.İçimizdeki farklı sesler zenginliğimizdir, kimseyi dışlamamalıyız, denildi. “Birbirimize sahip çıkmalıyız; önce parkımıza, mahallemize sonra da ülkemize! Çünkü; hareket başladı. Artık konuşabiliyoruz, tartışabiliyoruz, duyuyoruz ki insanlar da yavaş yavaş kendi aralarında konuşmaya başladılar. Komiteler çıkarıyoruz, herkes görev almalı, gönüllü olmalı; korkmadan gönüllü olunmalı, bu hususta sıkıntılar ortadan kaldırılmalı” denilerek, forum kapatıldı.
Direnis Forumu