Post by Admin on Jul 16, 2013 2:08:49 GMT 2
Moderatörler: Bilgin B. Ve Türkan D.
1. Oturumun başında, Gezi Parkı Direnişlerinide kaybettiğimiz kardeşlerimiz Mehmet Ayvalıtaş, Abdullah Can Cömert, Ethem Sarısülük, Medeni Yıldırım ve Ali İsmail Korkmaz için bir dakikalık saygı duruşu yapıldı.
2. Bülent K.: Direniş esnasında gezi parkında yaşanan bir olayı anlatıp, “Gezi parkında polis tarafından yapılan orantısız şiddet kullanımı sonucuda insanlık dramı yaşanmakta” olduğunu ifade edip, gezi parkında gerçekleştirilen eylemlerin çok anlamlı, dayanışmaya dayanan ve parti-din-ideoloji-vs. ayrımı gözetmeksizin bir araya gelen insanlarca gerçekleştirildiğini dile gitirdi.
3. Şerife T.: Gezi şehitleri için bir şiir okuyup, 2 haziran tarihinde Eskişehir’de faşistlerin saldırısı neticesinde hayatını kaybeden Ali İsmail Korkmaz’ı anarak, faşist diktatörlüğü kınadı ve “örgütlü kitlesel dayanışma içinde bir mücadelenin bizleri beklemekte” olduğunu anlattı.
4. Uğur K. (Eğitim-Sen): “birbirimizi dinleyelim, öğrenelim ve bilinçlenelim” çağrısında bulunup, “Gezi ruhunu ve Sinop Park forumunu tanımlama süreci içerisinde olduğumuz” tespitinde bulundu. “31 Mayıstan sonra forumlar da dahil olmak üzere herşey değişti. Hiçbir şey eskisi gibi değil/olmayacak” dedikten sonra bir tweeter mesajını okudu: “Artık Türk’ün Kürt, Ateist’in Müslüman kardeşi var; kimseyi yalnız yakalayamayacaksın Tayyip!”
5. Mehmet (İzmir’de yaşayan bir Sinop’lu vatandaş): Sinop’ta 18 Şubatta yaşananlar hakkında değerlendirme yapıp, “bu forumun düzenlenmesi Gezi Parkının üzerine olan bir olgu. Sinop’ta 5-6 yıldır Nükleer Karşıtı direniş zaten var. 3 kardeşimiz katledildi. Gezi parkı eylemlerinde de devlet şiddeti sonucu 5 kardeşimiz şehit edildi. Bu forum Sinop için umut vericidir.” dedi.
6. Oya K.: İstanbuldaki direnişte kısmen yer aldığını belirttikten sonra, “Yeni oluşan bir yıldız kümesi gibi bir enerji bulutu içerisindeyiz. Bir kente ait olma birlikteliğini yaşıyoruz. Gezi parkında açılan bir ağacın tüm yurda yayılan tohumlarıyız. Bu tohumlara sahip çıkıp, bütün ayrılıkları bırakıp, birlik içinde-yerel-ortak bir dil oluşturmak bizim görevimizdir” dedi ve “Sinop’ta yapılacak olan Nükleer-Termik Santrallerin, enerji lobilerinin hoşuna giden uzun süreli iktidar dönemlerinde oluşan enerji politikalarının bir sonucu olduğu” tespitinde bulundu.
7. Şirin Ö. (Şair-Yazar): Gezi Olayları öncesinde apolitik ve hiçbir şey yapmıyor olduklarını düşündüğü gençlikten özür dilediği ve yazdığı bir şiiri okudu: “…/Çığ gibi büyüyoruz/Yeni hapishaneler açın/açın yürüyoruz/….”
8. Fidan (Akkuyu’da santralin yapılacağı bölgeye yakın bir konumda yaşayor ve İstanbul NKP üyesi): Gezi direnişine katılmış olduğunu belirtip, polis-hükümet faşizmini diktatörlüğünün hüküm sürdüğü tespitinde bulundu ve şehitler-yaralılar-kayıplardan bahsetti. “3-5 kişi ile başladı, milyonlar olduk. Geçmişte de nükleere-termiğe karşı koyduk. Halkın ne istediğini görmek istemiyorlar. Tayyip-AKP halktan korkuyor. Çünkü yaptıklarının halka karşı rant için olduğunu biliyorlar. Nükleer iş imkanı sağlıyor diye yalan söylüyorlar. Kentimize sahip çıkıp biz Akkuyuda nükleeri kurdurmadık” dedi.
9. Türkan D. (moderatör): Konuşmalarımızda Gezi ruhundan ayrılmama yönünde geçen hafta alınan kararı anımsattı.
10. Özgür K.: Hazırlayıp beraberinde getirdiği metni okudu:
GEZİ PARKI NEREDEN ÇIKTI
Amerika’ya vasıfsız olmasına rağmen devlet protokolü ile kabülünden sonra bir anda AKP olarak ortaya çıkıp, 3 ay gibi bir sürede örgütlenip iktidara yürüdün. Resmi sonuçlar açıklanmadan ilk röportajında, “Kıbrıs’ta Belçika modeli düşünüyoruz” deyip aklımızda olmayan bir gündemle Kıbrıs’ı satmaya kalktın.
Irak’a yapılacak operasyon için tezkere çıkarmaya çalışıp, olmayınca hırçın çocuk gibi sağa sola saldırıp, sonra kendi başına tezkerenin gereklerini yerine getirdin.
Sonra dilimize saldırdın. Hepimizin anlamını ortak olarak kullandığımız demokrasi, özgürlük, yurtseverlik, aydınlanma, faşizm gibi kelimelerin içini boşaltıp yeni anlamlar verip diline dolandırdın.
Sıcak evlerinizde cemat toplantılarında islamın içini boşaltıp, kendinize göre yontup, rant kapısı haline getirmeyi planladığınız günlerde birçok aydının işkencelerden geçirilerek yaşamdan koparıldığı, siyaset yapmanın bize yasak edildiği günler olan 12 Eylül zulmunü sanki sana karşı yapılmış gibi anlatıp, üstüne oturup ağlayıp, sonra bana bunu tekrar bunu yapacaklar diye hukuk sistemini kendine göre değiştirip rant yollarını kendin ve yandaşların için temizledin.
Şehirlerimizin tüm dokusunu kentsel dönüşüm diyerek sermayeye peşkeş çekip, üretimi tamamen durdurup, mahalle halkını şehir dışlarına sürüp, kendi rant çevrene ucuz işçi haline getirdin, sinamamı, tiyatromu yıkıp AVM yaptın.
Tüm insanları tüketime teşvik edip borçlandırdın. Sonra, “bak borcun var, biz gidersek istikrar biter” diye tehdit ettin.
Tüm yaşamın boyunca edindiğin terbiye ile hareket etttin. Yyadırgamadık aslında “Ananı da al git” derken. Ama bizim terbiyemiz uymazdı buna.
Bugünlerime din baskısı soktuğun yetmedi, gelecek kuşaklarımızı zehirlemeye kalktın. Soyut kavrama yetisi olmayan çocuğuma el attın.
Hastaların üzerinde para kazanacağım diye insanlara bintürlü yalanla sağlık emekçilerine düşman ettin. “Ben bu doktorlara iğne bile yaptırmam” mı demiştin?
Birilerinin sana bir şey yapmasından hep korktuğun için polisi kadrolaştırıp, silahlı bir kuvvet haline getirdin. Namlusunu bana, anama, babama , çocuğuma çevirdin.
Eskiden yaptıklarımız vicdanımızı yaralıyorsa zaten suç olduğunu bilirdik. Şimdi her yaptığımızı suç ilan ettin. Hepimizi bununla tehdit ettin.
İnsanları makinalarla kontrol ederim derken başımıza bomba attın öldük. Üstünü kapattın.
Bugüne kadar insanlarla beraber oturduğumuz çay içip aynı müzikleri dinlediğimiz komşularımızı düşman ettin. Bizim onlarla savaşmayacağımızı bildiğin için kendi teröristlerini musallat ettin Reyhanlıda canımızı aldın”
“O ağaçları kesmeyecektin, cami duvarına işedin!”
11. Ceyhan A.: 5 gün gezi parkında kaldığını belirtip izlenimlerini aktardı:
a. “13 gün boyunca devletsiz, farklı görüşte insanların dayanışma-saygı temelli nasıl yaşanılabileceğini öğrendik. Her türlü devlet provakasyonuna rağmen direniş gösterildi. Gezi ruhu budur. Ülkenin sorunlarına dair nasıl ortak mücadele oluştuğunu gördük.”
b. “Ülkenin barışa nasıl ihtiyacı olduğunu öğretti ortak sloganlarla. Yaşasın Halkların Kardeşliği”
12. Türkan D.: “Barış içinde hep birlikte dimdik ayakta durmalıyız. Başımızda çoban olduğu zaman biz birbirimize düşman edildik” dedikten sonra gezi ruhunu çevremizdekilere anlatmamız gerektiğini belirtti.
13. Murat A.: Medyanın gezi direnişi boyunca aldığı tavrı anımsatan Nazın Hikmet şiirini (Ellerinize ve Yalana Dair) okudu. “İlk dört gün yandaş medya ve ana akım medyanın tamamının olayları görmezden geldiğini” bilirtip, “halk TV dışındaki kanallara uygulanan sansürü” eleştirdi. AKP iktidarının görsellerde çarpıtma /oynama yaptığını hatırlatıp, “milyon dolarlık plazalar sadece gerçekleri gizlemek içinmiş. Basın emekçilerini susturdular. Halka yalan söylemek suçtur!” dedi.
14. Türkan D.: Yaşam alanlarına müdahele, Gezi direnişini başlatan olgudur.
15. Zeki K.: Akkuyu ve Sinop’taki yaşam alanlarımıza, diktatörce inşa edilmek istenen termik-nükleer santral projelerinin önlenebileceğini dile getirdi. Mücadele sürecinde “artık çıtanın yükseltilmesi gerektiğini” belirtip, “Sinop veya başka yerlere yapılacak nükleer ve termik santrallere karşı birlikte hareket etme” zorunluluğunu hatırlattı.
16. Kazım Ö.: 4-5 yıldır Sinop’ta yaşadığını, Tüketici Derneği İstanbul Şube Başkanlığı yapmış olduğunu belirtip, “derneklerinin tüketici sorunları için mücedele etmenin yanısıra nükleer-temik santrallere karşı faaliyetlerde de bulunduğunu ve ayrıca Gezi eylemlerine de destek olduklarını” ifade etti. 1 Mayısta hükümetin adeta sıkıyönetim ilan ettiğini söyledi ve sözlerine devam etti: “İnsanlar engellendi. Gezi direnişinin olmasında, bu engellemelerin de payı var. Emeğin, sosyalizmin iktidarının olamayacağını başbakan söylemiştir.”
17. Işıl Ü.: Gezi parkı direnişine katıldığını ifade ettikten sonra sözlerini şöyle sürdürdü“Biz bu direnişi zor şartlarda yaşadık. Tecavüzcülerin, hırsızların vs. salındığını gördük. Bizler hakarete uğradık. Hepimiz birleşmeliyiz, bir çatı altında toplanmalıyız, ötekileşmemliyiz. Çözüm yolları sunalım.”
18. Servet A.: Foruma illk kez katıldığını belirttikten sonra, çalışma grupları oluşturulması önerisinde bulundu.
19. Barış B.: “90’ların direnişi diyorlar ama ortada yoklar. Geziyorlar mı? Bunlar sizin çocuklarınız. Bu mücadelenin yarıda kalmmaması gerekiyor. Yaralanan arkadaşlarımız oldu. Biz bu korkuları yaşadık. Fikri ve siyasi mücadele de yapılmalı. Çevrede, bizim beyinlerimizin yıkandığını söylüyorlar. Onlar satırlarla gelirlerse biz gülle gidelim, iyilikle gidelim. Jameyika en fakir ülke olduğu halde en mutlu ülke. Herşey para değil.” Dedikten sonra yeryüzü sofralarının kurulması önerisinde bulundu ve sözlerini şu şekilde bitirdi: “Birisine bir şey olduğunda ‘kim?’ diyeceğimize, ‘nasıl oldu?’ demek çok hoş bir şey.”
20. Sinan E.: Kendisinden önce söz alan Barış B.’nin öğrencisi olduğunu belirtip kendisini kutladı ve kendi çocuklarının da Taksim’de bulunduğunu belirtti. Sözlerine şu şekilde devam etti: “Çocuklar Taksim’de devletsiz yaşanabileceğini gösterdiler. Yargı poliisn eline geçmiş durumda. Çoğu kişiler çantasından çıkanlar(?) nedeniyle tutuklandılar. Türkiye’nin geldiği son durum, bana öncelikle çoğalmamız sonrasında ise kitleselleşmemiz gerektiğini gösterdi. Gençler kendilerini çok iyi yetitştirmişler.”
21. Rahmi K.: “Ben de 80-90 kuşağından özür dilerim. Umuzsuzluğumu umuda çevirdiler. Polis ve askerin elinden geçen bir arkadaşınız olarak söylüyorum ki, korku duvarını aşmak çok önemli. Gençlerin, özel yaşamlarına müdaheleye tepki vereceklerini düşünemedim. Bu bir milattır. Herşey örgütlenmektedn geçiyor. STK’ları güçlendirmeliyiz” dedikten sonra inşaat mühendisi olduğunu belirtip, teknik değerlendirmelerde bulundu: “Bu bölge çok özellikli ve bunlar çok iyi korunmalı. Sinop’un kuruluş tarihi çok eski. Yerin altı çok zengin. Böyle bir bölgeye termik ve nükleer santral yapılması çok anlamsız. Sinop ayağa kalmazsai buraya daha çok santral yapmak isteyeceklerdir. Buna karşı doğru biçimde mücadele verilmeli. Korkulmamalı.”
22. İlker Ş.: “AKP döneminde hepimiz uyuduk. 1 Mayıs’ta, 19 Mayıs’ta, Reyhanlı’da gaz bombası yedik. Dayak yedik. Son olarak Gezi Parkı olayı çıktı. Taksim kendisini aşmıştır. Ama Türkiye’nin dört bir yanının desteği ile aşmıştır.”
23. Adem T.: “Türkiye’de ses çıkaranların hakkı gasp edilidi. Partilerimizi birleşmeye davet ediyorum. Atatürk ve Kemalizmi yok etmeye çalışıyorlar. Haklarını savunanlara işkence ediliyor.”
24. Bilge D.: “uyan” isimli marşı söyledi.
25. Oya K.: Sinop haritası üzerinde, nükleer santral için kapatılacak alanı gösterdi. Nükleer santarllerin doğuracağı sonuçlar üzerinde konuştu. Çernobil’in etkilerinin devam etmekte olduğunu ve bilimsel analiz sonuçlarının gizlendiğini söyledi.
26. Ceren K.: Eskişehir’den geldiğini ve eylemlere katıldığını belirtip konuşmasını sürdürdü: “Eli sopalı AK gençliği sokaklara saldılar. Ali İsmail öldürüldüğü gün, polis tarafından hedef gözetilerek gaz bombası atıldı. Ara sokaklarda gözaltılar oldu. 15gün Espark önünde çadırlar kuruldu. Ali İsmail vurulduğu gün karakollarda-hastanelerde kayıt bulunamamış. Çecik kuvvet-sivil polis vahşeti, biber gazı bombardımanı oldu. Göz altına alınırken vahşet uygulandı.
27. Uğur: Nükleer karşıtı mücadelede Gerzenini Termik mücadelesinin gerisine düştük. Bunun için birlik olmalıyız.
28. Oya K.: Nükleer karşı mücadelede bilglendirme konusunda NKP’nin destek olabileceğini ama örgütlülük ve eylemlilik konusunda sinopların adım atması ve kalabalıklaşması gerektiğini belirtti.
29. __?__: “Sinop nükleer micadelede 17 temmuz’da 3 şehit verdi (Öner-Soner-Güneş). Bu 17 Temmuz’da da anma yapacağız.”
30. __?__: “Gezi ruhu isyandı. Direnen gençlikti. Başkalarının müdahelesine isyandı. Otoriteye isyandı… Filistin’de 5 yaşındaki bir çocuk polise taş attı diye göz altına alındı… Polis kurşunuyşa öldürülen şehidimiz var. Demokratik bir hayat kurmak istiyorsak, devlet katliamını sorgulamamız lazım.
31. __?__: Bu kkuşak siyasi bir özne istemiyor
32. Halil İ.: Tehammül olmalı
Forumun sonunda, sonraki forumlar için çeşitli konu önerileri gündeme gelmiştir. Bunlar:
· Termik-nükleer santraller
· Füze rampası
· Eğitim hakları
· Sağlığın özelleştirilmesi
· Gezi direnişinde medyanın tutumu
· Örgütlenöe nasıl güçlendirilebilir.
Forum esnasında gündeme gelen diğer öneriler:
· Sinop’ta da yeryüzü sofrası kuralım
· Forumları marşlarla kapatalım
· Projeler oluşturalım
· Anmaları ve örgütlülüğü güçlendirelim
Parklar Bizim Blogspot
1. Oturumun başında, Gezi Parkı Direnişlerinide kaybettiğimiz kardeşlerimiz Mehmet Ayvalıtaş, Abdullah Can Cömert, Ethem Sarısülük, Medeni Yıldırım ve Ali İsmail Korkmaz için bir dakikalık saygı duruşu yapıldı.
2. Bülent K.: Direniş esnasında gezi parkında yaşanan bir olayı anlatıp, “Gezi parkında polis tarafından yapılan orantısız şiddet kullanımı sonucuda insanlık dramı yaşanmakta” olduğunu ifade edip, gezi parkında gerçekleştirilen eylemlerin çok anlamlı, dayanışmaya dayanan ve parti-din-ideoloji-vs. ayrımı gözetmeksizin bir araya gelen insanlarca gerçekleştirildiğini dile gitirdi.
3. Şerife T.: Gezi şehitleri için bir şiir okuyup, 2 haziran tarihinde Eskişehir’de faşistlerin saldırısı neticesinde hayatını kaybeden Ali İsmail Korkmaz’ı anarak, faşist diktatörlüğü kınadı ve “örgütlü kitlesel dayanışma içinde bir mücadelenin bizleri beklemekte” olduğunu anlattı.
4. Uğur K. (Eğitim-Sen): “birbirimizi dinleyelim, öğrenelim ve bilinçlenelim” çağrısında bulunup, “Gezi ruhunu ve Sinop Park forumunu tanımlama süreci içerisinde olduğumuz” tespitinde bulundu. “31 Mayıstan sonra forumlar da dahil olmak üzere herşey değişti. Hiçbir şey eskisi gibi değil/olmayacak” dedikten sonra bir tweeter mesajını okudu: “Artık Türk’ün Kürt, Ateist’in Müslüman kardeşi var; kimseyi yalnız yakalayamayacaksın Tayyip!”
5. Mehmet (İzmir’de yaşayan bir Sinop’lu vatandaş): Sinop’ta 18 Şubatta yaşananlar hakkında değerlendirme yapıp, “bu forumun düzenlenmesi Gezi Parkının üzerine olan bir olgu. Sinop’ta 5-6 yıldır Nükleer Karşıtı direniş zaten var. 3 kardeşimiz katledildi. Gezi parkı eylemlerinde de devlet şiddeti sonucu 5 kardeşimiz şehit edildi. Bu forum Sinop için umut vericidir.” dedi.
6. Oya K.: İstanbuldaki direnişte kısmen yer aldığını belirttikten sonra, “Yeni oluşan bir yıldız kümesi gibi bir enerji bulutu içerisindeyiz. Bir kente ait olma birlikteliğini yaşıyoruz. Gezi parkında açılan bir ağacın tüm yurda yayılan tohumlarıyız. Bu tohumlara sahip çıkıp, bütün ayrılıkları bırakıp, birlik içinde-yerel-ortak bir dil oluşturmak bizim görevimizdir” dedi ve “Sinop’ta yapılacak olan Nükleer-Termik Santrallerin, enerji lobilerinin hoşuna giden uzun süreli iktidar dönemlerinde oluşan enerji politikalarının bir sonucu olduğu” tespitinde bulundu.
7. Şirin Ö. (Şair-Yazar): Gezi Olayları öncesinde apolitik ve hiçbir şey yapmıyor olduklarını düşündüğü gençlikten özür dilediği ve yazdığı bir şiiri okudu: “…/Çığ gibi büyüyoruz/Yeni hapishaneler açın/açın yürüyoruz/….”
8. Fidan (Akkuyu’da santralin yapılacağı bölgeye yakın bir konumda yaşayor ve İstanbul NKP üyesi): Gezi direnişine katılmış olduğunu belirtip, polis-hükümet faşizmini diktatörlüğünün hüküm sürdüğü tespitinde bulundu ve şehitler-yaralılar-kayıplardan bahsetti. “3-5 kişi ile başladı, milyonlar olduk. Geçmişte de nükleere-termiğe karşı koyduk. Halkın ne istediğini görmek istemiyorlar. Tayyip-AKP halktan korkuyor. Çünkü yaptıklarının halka karşı rant için olduğunu biliyorlar. Nükleer iş imkanı sağlıyor diye yalan söylüyorlar. Kentimize sahip çıkıp biz Akkuyuda nükleeri kurdurmadık” dedi.
9. Türkan D. (moderatör): Konuşmalarımızda Gezi ruhundan ayrılmama yönünde geçen hafta alınan kararı anımsattı.
10. Özgür K.: Hazırlayıp beraberinde getirdiği metni okudu:
GEZİ PARKI NEREDEN ÇIKTI
Amerika’ya vasıfsız olmasına rağmen devlet protokolü ile kabülünden sonra bir anda AKP olarak ortaya çıkıp, 3 ay gibi bir sürede örgütlenip iktidara yürüdün. Resmi sonuçlar açıklanmadan ilk röportajında, “Kıbrıs’ta Belçika modeli düşünüyoruz” deyip aklımızda olmayan bir gündemle Kıbrıs’ı satmaya kalktın.
Irak’a yapılacak operasyon için tezkere çıkarmaya çalışıp, olmayınca hırçın çocuk gibi sağa sola saldırıp, sonra kendi başına tezkerenin gereklerini yerine getirdin.
Sonra dilimize saldırdın. Hepimizin anlamını ortak olarak kullandığımız demokrasi, özgürlük, yurtseverlik, aydınlanma, faşizm gibi kelimelerin içini boşaltıp yeni anlamlar verip diline dolandırdın.
Sıcak evlerinizde cemat toplantılarında islamın içini boşaltıp, kendinize göre yontup, rant kapısı haline getirmeyi planladığınız günlerde birçok aydının işkencelerden geçirilerek yaşamdan koparıldığı, siyaset yapmanın bize yasak edildiği günler olan 12 Eylül zulmunü sanki sana karşı yapılmış gibi anlatıp, üstüne oturup ağlayıp, sonra bana bunu tekrar bunu yapacaklar diye hukuk sistemini kendine göre değiştirip rant yollarını kendin ve yandaşların için temizledin.
Şehirlerimizin tüm dokusunu kentsel dönüşüm diyerek sermayeye peşkeş çekip, üretimi tamamen durdurup, mahalle halkını şehir dışlarına sürüp, kendi rant çevrene ucuz işçi haline getirdin, sinamamı, tiyatromu yıkıp AVM yaptın.
Tüm insanları tüketime teşvik edip borçlandırdın. Sonra, “bak borcun var, biz gidersek istikrar biter” diye tehdit ettin.
Tüm yaşamın boyunca edindiğin terbiye ile hareket etttin. Yyadırgamadık aslında “Ananı da al git” derken. Ama bizim terbiyemiz uymazdı buna.
Bugünlerime din baskısı soktuğun yetmedi, gelecek kuşaklarımızı zehirlemeye kalktın. Soyut kavrama yetisi olmayan çocuğuma el attın.
Hastaların üzerinde para kazanacağım diye insanlara bintürlü yalanla sağlık emekçilerine düşman ettin. “Ben bu doktorlara iğne bile yaptırmam” mı demiştin?
Birilerinin sana bir şey yapmasından hep korktuğun için polisi kadrolaştırıp, silahlı bir kuvvet haline getirdin. Namlusunu bana, anama, babama , çocuğuma çevirdin.
Eskiden yaptıklarımız vicdanımızı yaralıyorsa zaten suç olduğunu bilirdik. Şimdi her yaptığımızı suç ilan ettin. Hepimizi bununla tehdit ettin.
İnsanları makinalarla kontrol ederim derken başımıza bomba attın öldük. Üstünü kapattın.
Bugüne kadar insanlarla beraber oturduğumuz çay içip aynı müzikleri dinlediğimiz komşularımızı düşman ettin. Bizim onlarla savaşmayacağımızı bildiğin için kendi teröristlerini musallat ettin Reyhanlıda canımızı aldın”
“O ağaçları kesmeyecektin, cami duvarına işedin!”
11. Ceyhan A.: 5 gün gezi parkında kaldığını belirtip izlenimlerini aktardı:
a. “13 gün boyunca devletsiz, farklı görüşte insanların dayanışma-saygı temelli nasıl yaşanılabileceğini öğrendik. Her türlü devlet provakasyonuna rağmen direniş gösterildi. Gezi ruhu budur. Ülkenin sorunlarına dair nasıl ortak mücadele oluştuğunu gördük.”
b. “Ülkenin barışa nasıl ihtiyacı olduğunu öğretti ortak sloganlarla. Yaşasın Halkların Kardeşliği”
12. Türkan D.: “Barış içinde hep birlikte dimdik ayakta durmalıyız. Başımızda çoban olduğu zaman biz birbirimize düşman edildik” dedikten sonra gezi ruhunu çevremizdekilere anlatmamız gerektiğini belirtti.
13. Murat A.: Medyanın gezi direnişi boyunca aldığı tavrı anımsatan Nazın Hikmet şiirini (Ellerinize ve Yalana Dair) okudu. “İlk dört gün yandaş medya ve ana akım medyanın tamamının olayları görmezden geldiğini” bilirtip, “halk TV dışındaki kanallara uygulanan sansürü” eleştirdi. AKP iktidarının görsellerde çarpıtma /oynama yaptığını hatırlatıp, “milyon dolarlık plazalar sadece gerçekleri gizlemek içinmiş. Basın emekçilerini susturdular. Halka yalan söylemek suçtur!” dedi.
14. Türkan D.: Yaşam alanlarına müdahele, Gezi direnişini başlatan olgudur.
15. Zeki K.: Akkuyu ve Sinop’taki yaşam alanlarımıza, diktatörce inşa edilmek istenen termik-nükleer santral projelerinin önlenebileceğini dile getirdi. Mücadele sürecinde “artık çıtanın yükseltilmesi gerektiğini” belirtip, “Sinop veya başka yerlere yapılacak nükleer ve termik santrallere karşı birlikte hareket etme” zorunluluğunu hatırlattı.
16. Kazım Ö.: 4-5 yıldır Sinop’ta yaşadığını, Tüketici Derneği İstanbul Şube Başkanlığı yapmış olduğunu belirtip, “derneklerinin tüketici sorunları için mücedele etmenin yanısıra nükleer-temik santrallere karşı faaliyetlerde de bulunduğunu ve ayrıca Gezi eylemlerine de destek olduklarını” ifade etti. 1 Mayısta hükümetin adeta sıkıyönetim ilan ettiğini söyledi ve sözlerine devam etti: “İnsanlar engellendi. Gezi direnişinin olmasında, bu engellemelerin de payı var. Emeğin, sosyalizmin iktidarının olamayacağını başbakan söylemiştir.”
17. Işıl Ü.: Gezi parkı direnişine katıldığını ifade ettikten sonra sözlerini şöyle sürdürdü“Biz bu direnişi zor şartlarda yaşadık. Tecavüzcülerin, hırsızların vs. salındığını gördük. Bizler hakarete uğradık. Hepimiz birleşmeliyiz, bir çatı altında toplanmalıyız, ötekileşmemliyiz. Çözüm yolları sunalım.”
18. Servet A.: Foruma illk kez katıldığını belirttikten sonra, çalışma grupları oluşturulması önerisinde bulundu.
19. Barış B.: “90’ların direnişi diyorlar ama ortada yoklar. Geziyorlar mı? Bunlar sizin çocuklarınız. Bu mücadelenin yarıda kalmmaması gerekiyor. Yaralanan arkadaşlarımız oldu. Biz bu korkuları yaşadık. Fikri ve siyasi mücadele de yapılmalı. Çevrede, bizim beyinlerimizin yıkandığını söylüyorlar. Onlar satırlarla gelirlerse biz gülle gidelim, iyilikle gidelim. Jameyika en fakir ülke olduğu halde en mutlu ülke. Herşey para değil.” Dedikten sonra yeryüzü sofralarının kurulması önerisinde bulundu ve sözlerini şu şekilde bitirdi: “Birisine bir şey olduğunda ‘kim?’ diyeceğimize, ‘nasıl oldu?’ demek çok hoş bir şey.”
20. Sinan E.: Kendisinden önce söz alan Barış B.’nin öğrencisi olduğunu belirtip kendisini kutladı ve kendi çocuklarının da Taksim’de bulunduğunu belirtti. Sözlerine şu şekilde devam etti: “Çocuklar Taksim’de devletsiz yaşanabileceğini gösterdiler. Yargı poliisn eline geçmiş durumda. Çoğu kişiler çantasından çıkanlar(?) nedeniyle tutuklandılar. Türkiye’nin geldiği son durum, bana öncelikle çoğalmamız sonrasında ise kitleselleşmemiz gerektiğini gösterdi. Gençler kendilerini çok iyi yetitştirmişler.”
21. Rahmi K.: “Ben de 80-90 kuşağından özür dilerim. Umuzsuzluğumu umuda çevirdiler. Polis ve askerin elinden geçen bir arkadaşınız olarak söylüyorum ki, korku duvarını aşmak çok önemli. Gençlerin, özel yaşamlarına müdaheleye tepki vereceklerini düşünemedim. Bu bir milattır. Herşey örgütlenmektedn geçiyor. STK’ları güçlendirmeliyiz” dedikten sonra inşaat mühendisi olduğunu belirtip, teknik değerlendirmelerde bulundu: “Bu bölge çok özellikli ve bunlar çok iyi korunmalı. Sinop’un kuruluş tarihi çok eski. Yerin altı çok zengin. Böyle bir bölgeye termik ve nükleer santral yapılması çok anlamsız. Sinop ayağa kalmazsai buraya daha çok santral yapmak isteyeceklerdir. Buna karşı doğru biçimde mücadele verilmeli. Korkulmamalı.”
22. İlker Ş.: “AKP döneminde hepimiz uyuduk. 1 Mayıs’ta, 19 Mayıs’ta, Reyhanlı’da gaz bombası yedik. Dayak yedik. Son olarak Gezi Parkı olayı çıktı. Taksim kendisini aşmıştır. Ama Türkiye’nin dört bir yanının desteği ile aşmıştır.”
23. Adem T.: “Türkiye’de ses çıkaranların hakkı gasp edilidi. Partilerimizi birleşmeye davet ediyorum. Atatürk ve Kemalizmi yok etmeye çalışıyorlar. Haklarını savunanlara işkence ediliyor.”
24. Bilge D.: “uyan” isimli marşı söyledi.
25. Oya K.: Sinop haritası üzerinde, nükleer santral için kapatılacak alanı gösterdi. Nükleer santarllerin doğuracağı sonuçlar üzerinde konuştu. Çernobil’in etkilerinin devam etmekte olduğunu ve bilimsel analiz sonuçlarının gizlendiğini söyledi.
26. Ceren K.: Eskişehir’den geldiğini ve eylemlere katıldığını belirtip konuşmasını sürdürdü: “Eli sopalı AK gençliği sokaklara saldılar. Ali İsmail öldürüldüğü gün, polis tarafından hedef gözetilerek gaz bombası atıldı. Ara sokaklarda gözaltılar oldu. 15gün Espark önünde çadırlar kuruldu. Ali İsmail vurulduğu gün karakollarda-hastanelerde kayıt bulunamamış. Çecik kuvvet-sivil polis vahşeti, biber gazı bombardımanı oldu. Göz altına alınırken vahşet uygulandı.
27. Uğur: Nükleer karşıtı mücadelede Gerzenini Termik mücadelesinin gerisine düştük. Bunun için birlik olmalıyız.
28. Oya K.: Nükleer karşı mücadelede bilglendirme konusunda NKP’nin destek olabileceğini ama örgütlülük ve eylemlilik konusunda sinopların adım atması ve kalabalıklaşması gerektiğini belirtti.
29. __?__: “Sinop nükleer micadelede 17 temmuz’da 3 şehit verdi (Öner-Soner-Güneş). Bu 17 Temmuz’da da anma yapacağız.”
30. __?__: “Gezi ruhu isyandı. Direnen gençlikti. Başkalarının müdahelesine isyandı. Otoriteye isyandı… Filistin’de 5 yaşındaki bir çocuk polise taş attı diye göz altına alındı… Polis kurşunuyşa öldürülen şehidimiz var. Demokratik bir hayat kurmak istiyorsak, devlet katliamını sorgulamamız lazım.
31. __?__: Bu kkuşak siyasi bir özne istemiyor
32. Halil İ.: Tehammül olmalı
Forumun sonunda, sonraki forumlar için çeşitli konu önerileri gündeme gelmiştir. Bunlar:
· Termik-nükleer santraller
· Füze rampası
· Eğitim hakları
· Sağlığın özelleştirilmesi
· Gezi direnişinde medyanın tutumu
· Örgütlenöe nasıl güçlendirilebilir.
Forum esnasında gündeme gelen diğer öneriler:
· Sinop’ta da yeryüzü sofrası kuralım
· Forumları marşlarla kapatalım
· Projeler oluşturalım
· Anmaları ve örgütlülüğü güçlendirelim
Parklar Bizim Blogspot