Post by Admin on Sept 17, 2013 17:10:57 GMT 2
SİYASİ TUTSAKLARA ÖZGÜRLÜK ÇALIŞMA GRUBU'NUN, 15 EYLÜL'DE FORUMFEST ALANINDA DAĞITTIĞI BİLDİRİDİR:
"2006 Temmuz’unda 1991 Terörle Mücadele Kanunu’nda yapılan değişiklikler Meclis’ten geçti. Raporun konusuyla ilişkili olan “terör örgütü propagandası yapmak”la ilgili olan Madde 7/2’de yapılan değişiklikle, bu madde göstericilere ve yazılı ya da yayın yoluyla ifade ile suç işlemiş kişilere daha doğrudan uygulanabiliyor.
Savcılar ve mahkemeler kişinin silahlı bir örgüt adına hareket edip etmediğini tespit etmek için katıldığı gösteri sayısını dikkate alıyorlar."
Yukarıdaki cümleler, İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün "Protestoyu Terör Suçu Saymak - Göstericileri Yargılamak ve Hapsetmek İçin Terörle Mücadele Yasalarının Keyfi Kullanımı" adlı raporundan alınmıştır.
Şu anda, adı geçen terörle mücadele yasaları sayesinde, bir kitle gösterisine katıldığı, yazı yazdığı, iktidarın hoşuna gitmeyen bir şeyler söylediği, baskılara direndiği yahut şu ya da bu biçimde hakkını aradığı için 10 000'e yakın insan, F Tipi hapishanelerin tecrit hücrelerinde tutulmaktadırlar.
Gezi Direnişçilerine istenilen cezalar da aynı yasalara dayandırılmaktadır. Arkadaşlarımıza 17 yıl gibi ağır cezalar isterken dayandıkları yasa maddelerine şunları örnek gösterebiliriz:
"Terör örgütüne mensup olmasa dahi örgüt adına suç işleyenler de terör suçlusu sayılır ve örgüt mensupları gibi cezalandırılırlar."
"Örgütün veya amacının propagandasını yapan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu suçun basın ve yayın yolu ile işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır. "
Görüldüğü gibi bu yasalarla hemen herkesin "terörist" ilan edilmesi ve en ağır cezalarla cezalandırılması mümkündür. Sözgelimi, eğer herhangi bir "terör örgütü"nün, amaçları arasında, sağlık hizmetlerinin ücretsiz sağlanması yer alıyorsa, ücretsiz sağlık talebiyle bir gösteriye katılan ya da bu konuda bir yazı yazan kişi, örgüt üyesi gibi cezalandırılabilir. Bu yasaların, hakkını arayanları, baskılara, adaletsizliklere direnenleri yıldırmaktan başka bir amaç taşımadığı, hukukla bağdaşır en ufak yanı olmadığı çok açıktır.
TDK, "terör" kelimesini "yıldırı" olarak tanımlıyor. Böylesi yasaların hüküm sürdüğü düzende, kimin "terörist" olduğunu tahmin etmek zor değildir.
Bu terör yasaları kaldırılmadıkça, tecrit zindanları yıkılmadıkça, tutsak Gezi Direnişçileri dahil olmak üzere, adalet istediği için tutsak edilen hiç kimsenin serbest kalmayacağını biliyoruz.
Yine biliyoruz ki bu terör yasaları yerinde kaldığı sürece, Ethemlerin, Ali İsmaillerin katilleri aklanmaya, özgürlük, adalet, eşitlik isteyenler, insan onuruna sahip çıkanlar "terörist" ilan edilmeye devam edecektir.
Bu doğrultuda İstanbul Forumlar Koordinasyonu bünyesinde oluşturulan Siyasi Tutsaklara Özgürlük Çalışma Grubu, TMK başta olmak üzere, ifade ve örgütlenme özgürlüğünün önündeki tüm engellerin kaldırılmasını ve tüm siyasi tutsakların özgürleştirilmesini amaçlıyor.
Haziran ayı, gerçek teröristlere bizleri yıldıramayacaklarını gösterdi. Gelin şimdi de hep birlikte haykırarak, bu terör yasalarını kaldırtalım, bu adaletsizliğe son verelim. Adalet ve eşitlik için tüm siyasi tutsakları özgürleştirelim. Zindansız, zincirsiz, insan onuruna yakışan, özgür bir ülke kuralım.
SİYASİ TUTSAKLARA ÖZGÜRLÜK ÇALIŞMA GRUBU
"2006 Temmuz’unda 1991 Terörle Mücadele Kanunu’nda yapılan değişiklikler Meclis’ten geçti. Raporun konusuyla ilişkili olan “terör örgütü propagandası yapmak”la ilgili olan Madde 7/2’de yapılan değişiklikle, bu madde göstericilere ve yazılı ya da yayın yoluyla ifade ile suç işlemiş kişilere daha doğrudan uygulanabiliyor.
Savcılar ve mahkemeler kişinin silahlı bir örgüt adına hareket edip etmediğini tespit etmek için katıldığı gösteri sayısını dikkate alıyorlar."
Yukarıdaki cümleler, İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün "Protestoyu Terör Suçu Saymak - Göstericileri Yargılamak ve Hapsetmek İçin Terörle Mücadele Yasalarının Keyfi Kullanımı" adlı raporundan alınmıştır.
Şu anda, adı geçen terörle mücadele yasaları sayesinde, bir kitle gösterisine katıldığı, yazı yazdığı, iktidarın hoşuna gitmeyen bir şeyler söylediği, baskılara direndiği yahut şu ya da bu biçimde hakkını aradığı için 10 000'e yakın insan, F Tipi hapishanelerin tecrit hücrelerinde tutulmaktadırlar.
Gezi Direnişçilerine istenilen cezalar da aynı yasalara dayandırılmaktadır. Arkadaşlarımıza 17 yıl gibi ağır cezalar isterken dayandıkları yasa maddelerine şunları örnek gösterebiliriz:
"Terör örgütüne mensup olmasa dahi örgüt adına suç işleyenler de terör suçlusu sayılır ve örgüt mensupları gibi cezalandırılırlar."
"Örgütün veya amacının propagandasını yapan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu suçun basın ve yayın yolu ile işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır. "
Görüldüğü gibi bu yasalarla hemen herkesin "terörist" ilan edilmesi ve en ağır cezalarla cezalandırılması mümkündür. Sözgelimi, eğer herhangi bir "terör örgütü"nün, amaçları arasında, sağlık hizmetlerinin ücretsiz sağlanması yer alıyorsa, ücretsiz sağlık talebiyle bir gösteriye katılan ya da bu konuda bir yazı yazan kişi, örgüt üyesi gibi cezalandırılabilir. Bu yasaların, hakkını arayanları, baskılara, adaletsizliklere direnenleri yıldırmaktan başka bir amaç taşımadığı, hukukla bağdaşır en ufak yanı olmadığı çok açıktır.
TDK, "terör" kelimesini "yıldırı" olarak tanımlıyor. Böylesi yasaların hüküm sürdüğü düzende, kimin "terörist" olduğunu tahmin etmek zor değildir.
Bu terör yasaları kaldırılmadıkça, tecrit zindanları yıkılmadıkça, tutsak Gezi Direnişçileri dahil olmak üzere, adalet istediği için tutsak edilen hiç kimsenin serbest kalmayacağını biliyoruz.
Yine biliyoruz ki bu terör yasaları yerinde kaldığı sürece, Ethemlerin, Ali İsmaillerin katilleri aklanmaya, özgürlük, adalet, eşitlik isteyenler, insan onuruna sahip çıkanlar "terörist" ilan edilmeye devam edecektir.
Bu doğrultuda İstanbul Forumlar Koordinasyonu bünyesinde oluşturulan Siyasi Tutsaklara Özgürlük Çalışma Grubu, TMK başta olmak üzere, ifade ve örgütlenme özgürlüğünün önündeki tüm engellerin kaldırılmasını ve tüm siyasi tutsakların özgürleştirilmesini amaçlıyor.
Haziran ayı, gerçek teröristlere bizleri yıldıramayacaklarını gösterdi. Gelin şimdi de hep birlikte haykırarak, bu terör yasalarını kaldırtalım, bu adaletsizliğe son verelim. Adalet ve eşitlik için tüm siyasi tutsakları özgürleştirelim. Zindansız, zincirsiz, insan onuruna yakışan, özgür bir ülke kuralım.
SİYASİ TUTSAKLARA ÖZGÜRLÜK ÇALIŞMA GRUBU