Post by Admin on Oct 15, 2013 22:44:34 GMT 2
www.baskahaber.org/2013/10/zizek-ve-badiou-istanbuldayd-ozgurluk.html
Hıdır Tok/Başka Haber - Cumartesi, Ekim 12, 2013
Monokl Yayınları ve Bakırköy Belediyesi'nin birlikte düzenlediği "Küreselleşme ve Yeni Sol" konferansı Alain Badiou ve Slavoj Zizek'in birlikte katıldığı oturum ile sona erdi.
Konferanstan notlar:
Badiou:
Dört perspektif var. Faşizm, Muhafazakarlık, Ilımlı Muhafazakarlık ve Yeni Komünizm. Biz 'hakiki komünizm'i ortaya çıkarmalıyız. Bu da özgür birleşme hali olmalı. Bu özgürlüğü deneyimlemek ve "bu neden dünyanın esas yasası hale gelemesin ki?" diye sormalıyız.
Muhafazakarlık küreselleşmiş kapitalizmle gayet uyumlu ve bir sosyal patoloji durumu. Ve ne yazık ki her zaman kazanıyor. İslami kapitalizm da bunun en önemli bir göstergesi.
Ilımlı muhafazakarlık ise adaletsizliğin farkında ve "az adaletsizliğin" peşinde.
Faşizm küreselleşme karşıtı gibi görünüyor ama tam tersine bununla bir sorunu yok.
Yeni komünizm eski yasalar ve totaliter devlet biçimlerinden arındırılmış bir deneyim olmalı.
Felsefe her zaman bir savaş alanıdır.
Filozofların "aynı fikirdeyiz" demesi bir "olay"dır.
Yeni bir "kolektif özne" inşa etmeliyiz.
Önce iktidarı hedeflemek yerine fikirlerimizi netleştirip hareketi olgunlaştırmalıyız.
İktidar ele geçirildikten sonra yavaş yavaş devleti ortadan kaldırmalıyız.
Evrensellik ve örgütlülük direnişimizden bize kalmalı.
Örtünme meselesinde devlet katı bir tarafsızlık içerisinde olmalıdır. Ne zorlamalı ne de yasakçı olmalıdır.
Zizek:
"İdeolojiler devri kapandı" diyenler yanılıyor. ABD bile ideolojik nedenlerden dolayı hükümet işlerini "kapatmak" zorunda kaldı.
Haysiyet ve insan onuru için yaşamalıyız.
Sokağa dökülmezseniz yanlış bir demokrasiyle yönetilmiş olduğunuzu belirtmemiş olursunuz.
İnsanlar daimi bir kontrol içinde. ABD halkı Stalin'in bile kıskanacağı bir biçimde kontrol edildiği ortaya çıktı mesela.
Mükemmel tasarlanmış bir sistem olan kapitalizm herkesi kapitalist yapar. "Parayı nereye harcayacağını bilme" ile kapitalist olursunuz. Yoksullar da buna dahil.
Kadın hakları meselesinde İran Suudi Arabistan'dan fersah fersah ileride.
Farklı demokrasi formları yaratmalıyız. İlke oportünizme ve aşırı uçlara kaymadan bunu yapmalıyız.
Küreselleşme fasit bir daire gibidir. Fundementalizme ve aşırı uçlara meyil verir.
Panait İsraiti'ni anlattığı şöyle bir hikaye vardır: Sovyetlerde 'omlet yapmayı bilmeden yumurtay kıramazsınız derler. Ama bakıyorum her tarafta kırılmış yumurtalar var ama omlet yok"
Bir şeyleri değiştirmezsek eğer etik bir uçuruma sürükleniriz. Hiçbir şeyin değişmeyeceği kanaatini değiştirmek gerekiyor.
Herkesin dogmatik uykudan uyanması gerek. İsyan etmeye hakkınız var.
Kapitalizm istisnalar sayesinde hayatta kalır.
Yarattığımız alternatif alan ve mekanları tüm kamuya açmamız gerekiyor.
Direniş, barikatlar kurmak veya mücadele etmek bir hatıra olarak anlatmakla kalmamalı. 68'liler böyle yapıyor. Bu yanlıştır. "Dün gece çok içmişim" gibi bir alkolik sendromu olarak da kalmamalı. Süreç sonunda örgütsel bir birlikteliğin bize kalması gerekiyor.
Özgürlük sahte düşlerimizden kurtulduğumuzda başlar.
"Hoşgörü" müstehcen bir ifade gibi görülmelidir. Meseleler hoşgörüyle tanımlanamaz. Martin Luther King hiçbir zaman "hoşgörü" kelimesini kullanmamıştır. Mesele ideolojiktir çünkü.
Yardımseverlik kisvesi altında sahte aktivizm yapılıyor.
Otantik isyanlardan sonra insanları "ne istediğimizi artık biliyoruz" pozisyonuna getirmek gereklidir.
Siz Gezi’yle beraber küreselleşmede sorun olduğunu ortaya koydunuz. Size oluşturulan cennette sorunlar ve sıkıntılar var dediniz. Dünyada aslında ters giden bir şeylerin olduğunu siz Türkiye’den gösterdiniz. Sokağa çıkarak taleplerinizi dile getirdiniz.
Türkiye’deki mevcut iktidar biraz zeki olsaydı sizin yanınızda olurdu. Projeyi iptal ederdi. Eğer ben kalbimin derinliklerinde iyi bir solcu olmasaydım başbakana “iyi bir danışmana ihtiyacın var” derdim. Demagojik oyunu nasıl oynayacaklarını bilmiyorlar. Sizin taleplerinizi başlangıçta yerine getirselerdi iş bu noktaya varmayacaktı.
Gezi benzeri isyanların hepsinin özünde küresel kapitalizme verilen tepki vardır. Sizin yaptığınız gerçekten olağanüstüydü.
Utku Kalı gibi insanlara ihtiyacınız var.
Monokl Yayınları ve Bakırköy Belediyesi'nin birlikte düzenlediği "Küreselleşme ve Yeni Sol" konferansı Alain Badiou ve Slavoj Zizek'in birlikte katıldığı oturum ile sona erdi.
Konferanstan notlar:
Badiou:
Dört perspektif var. Faşizm, Muhafazakarlık, Ilımlı Muhafazakarlık ve Yeni Komünizm. Biz 'hakiki komünizm'i ortaya çıkarmalıyız. Bu da özgür birleşme hali olmalı. Bu özgürlüğü deneyimlemek ve "bu neden dünyanın esas yasası hale gelemesin ki?" diye sormalıyız.
Muhafazakarlık küreselleşmiş kapitalizmle gayet uyumlu ve bir sosyal patoloji durumu. Ve ne yazık ki her zaman kazanıyor. İslami kapitalizm da bunun en önemli bir göstergesi.
Ilımlı muhafazakarlık ise adaletsizliğin farkında ve "az adaletsizliğin" peşinde.
Faşizm küreselleşme karşıtı gibi görünüyor ama tam tersine bununla bir sorunu yok.
Yeni komünizm eski yasalar ve totaliter devlet biçimlerinden arındırılmış bir deneyim olmalı.
Felsefe her zaman bir savaş alanıdır.
Filozofların "aynı fikirdeyiz" demesi bir "olay"dır.
Yeni bir "kolektif özne" inşa etmeliyiz.
Önce iktidarı hedeflemek yerine fikirlerimizi netleştirip hareketi olgunlaştırmalıyız.
İktidar ele geçirildikten sonra yavaş yavaş devleti ortadan kaldırmalıyız.
Evrensellik ve örgütlülük direnişimizden bize kalmalı.
Örtünme meselesinde devlet katı bir tarafsızlık içerisinde olmalıdır. Ne zorlamalı ne de yasakçı olmalıdır.
Zizek:
"İdeolojiler devri kapandı" diyenler yanılıyor. ABD bile ideolojik nedenlerden dolayı hükümet işlerini "kapatmak" zorunda kaldı.
Haysiyet ve insan onuru için yaşamalıyız.
Sokağa dökülmezseniz yanlış bir demokrasiyle yönetilmiş olduğunuzu belirtmemiş olursunuz.
İnsanlar daimi bir kontrol içinde. ABD halkı Stalin'in bile kıskanacağı bir biçimde kontrol edildiği ortaya çıktı mesela.
Mükemmel tasarlanmış bir sistem olan kapitalizm herkesi kapitalist yapar. "Parayı nereye harcayacağını bilme" ile kapitalist olursunuz. Yoksullar da buna dahil.
Kadın hakları meselesinde İran Suudi Arabistan'dan fersah fersah ileride.
Farklı demokrasi formları yaratmalıyız. İlke oportünizme ve aşırı uçlara kaymadan bunu yapmalıyız.
Küreselleşme fasit bir daire gibidir. Fundementalizme ve aşırı uçlara meyil verir.
Panait İsraiti'ni anlattığı şöyle bir hikaye vardır: Sovyetlerde 'omlet yapmayı bilmeden yumurtay kıramazsınız derler. Ama bakıyorum her tarafta kırılmış yumurtalar var ama omlet yok"
Bir şeyleri değiştirmezsek eğer etik bir uçuruma sürükleniriz. Hiçbir şeyin değişmeyeceği kanaatini değiştirmek gerekiyor.
Herkesin dogmatik uykudan uyanması gerek. İsyan etmeye hakkınız var.
Kapitalizm istisnalar sayesinde hayatta kalır.
Yarattığımız alternatif alan ve mekanları tüm kamuya açmamız gerekiyor.
Direniş, barikatlar kurmak veya mücadele etmek bir hatıra olarak anlatmakla kalmamalı. 68'liler böyle yapıyor. Bu yanlıştır. "Dün gece çok içmişim" gibi bir alkolik sendromu olarak da kalmamalı. Süreç sonunda örgütsel bir birlikteliğin bize kalması gerekiyor.
Özgürlük sahte düşlerimizden kurtulduğumuzda başlar.
"Hoşgörü" müstehcen bir ifade gibi görülmelidir. Meseleler hoşgörüyle tanımlanamaz. Martin Luther King hiçbir zaman "hoşgörü" kelimesini kullanmamıştır. Mesele ideolojiktir çünkü.
Yardımseverlik kisvesi altında sahte aktivizm yapılıyor.
Otantik isyanlardan sonra insanları "ne istediğimizi artık biliyoruz" pozisyonuna getirmek gereklidir.
Siz Gezi’yle beraber küreselleşmede sorun olduğunu ortaya koydunuz. Size oluşturulan cennette sorunlar ve sıkıntılar var dediniz. Dünyada aslında ters giden bir şeylerin olduğunu siz Türkiye’den gösterdiniz. Sokağa çıkarak taleplerinizi dile getirdiniz.
Türkiye’deki mevcut iktidar biraz zeki olsaydı sizin yanınızda olurdu. Projeyi iptal ederdi. Eğer ben kalbimin derinliklerinde iyi bir solcu olmasaydım başbakana “iyi bir danışmana ihtiyacın var” derdim. Demagojik oyunu nasıl oynayacaklarını bilmiyorlar. Sizin taleplerinizi başlangıçta yerine getirselerdi iş bu noktaya varmayacaktı.
Gezi benzeri isyanların hepsinin özünde küresel kapitalizme verilen tepki vardır. Sizin yaptığınız gerçekten olağanüstüydü.
Utku Kalı gibi insanlara ihtiyacınız var.